18 Nisan 2010 Pazar

AKCİĞER KANSERİ

Akciğer kanseri sık görülen bir kanserdir, hem erkeklerde (prostat kanserinin ardından) hem de kadınlarda (göğüs kanserinin ardından) en sık görülen ikinci kanser türüdür. Genelde diğer kanserlerden daha saldırgandır bu yüzden de birçok ülkede kanserden ölümlerin başta gelen sebebidir.
Tütün içmek akciğer kanseri sebebi olarak çok önemli bir rol oynar. Tütün içenlerde başlıca solunum yollarını döşeyen iç hücre tabakasında (epitelde) birçok kanser geliştirme riski olan değişimler görülebilir. Sigara, pipo ve puro içmek akciğer kanseri riskini arttır. Uzun dönemde çok sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riski hiç içmeyenlere oranla en az yirmi kat fazladır.
Sigarayı bırakanlarda bu risk azalarak, epiteldeki (vücutta iç ya da dış yüzeyleri örten hücrelerin oluşturduğu tabaka) anormalliklerin giderek kaybolması ile 15 yıl içinde içmeyenlerinkine yaklaşır. Bundan dolayı akciğer kanseri önlenebilir bir hastalık sayılabilir. Sigara ile damar hastalıkları arasında güçlü bir bağ olduğu ve sigara içenlerde birtakım kanserlerin riskinin arttığı bilinirken, bu alandaki halk sağlığı stratejilerinin uygulamaları hâlâ sadece kısmen başarılı olmaktadır. Akciğer kanseri gelişimi için diğer risk faktörleri arasında asbeste, birtakım metal tozlarına, iyonize radyasyona ve belli sanayi kimyasallarına maruz kalmak sayılabilir.
Birçok akciğer kanserinin solunum yollarının epitelinde gelişmesine karşın akciğer kanseri tek tip bir tümör değildir. Mikroskobik olarak birçok değişik çeşidi görülebilir, küçük hücre kanseri olarak bilineni ise özellikle önemlidir.
Akciğer kanserleri ilerledikçe genellikle hava yolu duvarının dışına da yayılarak, öksürüğe, bazen de kanlı öksürüğe neden olurlar. Kanser ayrıca hava yolu borusunun içinde büyüyebilir ve hırıltıya, tekrarlayan göğüs enfeksiyonlarına veya soluksuz kalmaya yol açabilir.
Hastaların bir kısmında akciğer kanserinin ilk bulgusu ikincil büyümelerdir, bunlar özellikle kemiklerde (ağrıya sebep olur), karaciğerde (büyümeye sebep olur) ve beyinde (felçlere ve çeşitli komplikasyonlara sebep olur) görülür. Bu görüntüler özellikle kanla vücuda hızla yayılan küçük hücre kanserinde oluşur. Tümör hücrelerinde hormon salimim sonucunda alışılmadık belirtiler de gelişebilir.
Etkili kanser tedavisinde anahtar erken teşhistir. Fakat kanser vakalarında hastalığın başında az sayıda belirti vardır. Henüz teşhis için duyarlı, uygulaması kolay ve ucuz testler yoktur. Kesin bir tanıya varabilmek için röntgenler, balgamda kanserli hücre aranması bronkoskop, biyopsi ve diğer tekniker kullanılır ancak bunlar popülasyonu belirlemek için uygun değildir. Sonuçta belirtiler görünür hale geldiğinde ve teşhis konulduğunda tümör zaten büyümüş, çevre yapıları istila etmiş ve kan, lenf veya her ikisi yolu ile sıçramış olur. Bu yüzden akciğer kanseri tedavisinde başarı oram hâlâ çok düşüktür.

Akciğer kanserinin birçok tipinde cerrahi ve radyoterapi (ışın tedavisi) kullanılır; ama küçük hücreli kanserlerin kanla erken yayılması ancak kemoterapi ile tedavi edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder