18 Nisan 2010 Pazar

ASTIM

Astım akciğerdeki bronşların (solunum yolları) normal solunan zamanların arasındaki hırıltılı soluk krizleri ile karakterize edilen bir hastalıktır. Bronşlardaki kaslar kasılarak hava akışını düşürürler ve soluk darlığı, öksürük ve hırıltıya neden olurlar. Ayrıca Mukus üretimi artar ve bronşların iç duvarı iltihaplanır.
Sanayi ülkelerinde astım yirmi kişiden birini etkiler ve hasta sayısı giderek artmaktadır. Astım, çocuklarda büyüklerden daha yaygındır, on çocuktan biri hastadır, erişkinlikte ise birçoğu bundan kurtulurlar. Eğer, egzama veya alerjilerle ilgili bir aile hikayesi varsa, astım daha sık görülür. Bazı vakalarda astım erişkinliğe kadar ortaya çıkmaz. Genelde astımlı bir erişkin sabah erken saatlerde nefes darlığı çeker. Öksürük çocukluk astımına göre daha az görülür. Erişkin astımı sıklıkla sigara veya kronik bronşit gibi kronik (uzun vadeli) akciğer hastalıkları ile ilişkilidir.
Astım krizleri gelip giderler. Krizler arasında günler, aylar veya yıllar olabildiği gibi krizler her gün de gerçekleşebilir. Belirtiler kendiliğinden ortaya çıkabilir veya tetikleyici etkenler olabilir. En sık görülen astım tipi bir alerjik reaksiyon sebebi ile olur (alerjik bronşlara ait astım). Birçok polen, küfler, tozlar (özellikle ev tozları ve odun tozu), sigara dumanı, tüyler ve hayvan kılları alerjik astım krizlerine neden olabilir. Astım bazen de saman nezlesiyle beraber görülür.
Solunum yolları enfeksiyonları, soğuğa maruz kalma, sanayi gazları ve belli duygusal ve fizyolojik durumlar astım krizini tetikleyebilir. Aspirin, iltihap giderici ilaçlar ve beta engelleyicileri gibi ilaçlar da hızlandırıcı faktörlerdir. Bu sebeplerle astım alerjik reaksiyon hikayesi olanlarda olabildiği gibi hiç olmayanlarda da görülebilir. Egzersiz, egzersize bağlı astım belirtilerini (birkaç dakikadan saatlere kadar sürebilen öksürük, hırıltı, göğüste sıkışma) tetikleyebilir; bunlar egzersizden birkaç dakika sonra normale dönen derin ve hızlı solunumdan farklıdır.
Hafif bir krizde hırıltı güçlükle duyulabilir ve sadece nefes verirken gerçekleşir. Kriz kötüleştikçe hırıltı sesi yükselir ve nefes alırken de duyulabilir; hasta çok hızlı soluk alır, soluk soluğa kalır ve heyecanlanır. Şiddetli bir astım krizinde eğer küçük solukyolları tamamen tıkanmışsa hava akışı azalır ve hırıltı durur. Özellikle çocuklarda bu ciddi bir sorunun işaretidir. Bir astım krizi uzayabilir ve tedaviye cevap vermeyebilir. Bu duruma status asthmaticus (kronik astım) denir. Bir status asthmaticus krizi hastaneye yatırılmayı ve acil tedaviyi gerektirir.

Tanı ve Testler
Genellikle bir hekimin bir astım krizini tanımlaması zor değildir; özellikle de kişinin astımlı olduğu zaten biliniyorsa. Hırıltı sesleri stetoskop ile duyulabilir ve tedaviden sonra belirtilerin hızla iyileşmesi tanıyı doğrular. Spirometri gibi solunum testleri krizler sırasında soluk yollarından geçen havanın azaldığını gösterir, bu tedaviden sonra artar.

Göğüs röntgenleri genelde normaldir. Bazı astımlı kişilerde kan ve balgamda eozinofiller (alerjilerle ilgili kan hücreleri) bulunur.
Solunum darlığı veya diğer akciğer problemlerine neden olan diğer durumların daha ileri testlerle ortaya çıkarılması gerekebilir. Bu durumlar arasında akciğerde kan pıhtıları, akciğer kanseri, kalp yetmezliği, kistik kötü bağ dokusu oluşumu (kistik fibrozis), amfızem ve kronik bronşit vardır.
Astıma yaklaşım
Amfızem veya kronik bronşit gibi diğer akciğer hastalıklarının aksine, astım genellikle tedavi edilebilir; bronşların spazmına bağlı olarak solunum yollarının daralması kendiliğinden veya ilaç tedavisiyle iyileşebilir.
Kriz riski alınacak bazı basit önlemler ile azaltılabilir. Polenler, hayvan tüyleri ve astıma neden olduğu bilinen yiyecekler gibi tetikleyici faktörlerden uzak durulmalıdır. Alerjik astımı olan bir kişi halı veya kilim olmayan bir odada uyumalıdır. Sentetik liflerden yapılmış battaniye ve yastıklar ev tozu ve akar riskini azaltır. Ne astımlılar ne de aynı evde yaşayanlar sigara içmemelidir. Astım ilaçları krizi tetiklediği bilinen olaylardan; örneğin egzersizden önce alınmalıdır.
Akut krizlerin tedavisi ve astımın uzun vadeli tedavisi için mevcut birçok farklı ilaç vardır. Sıklıkla ilaçlarla birlikte olarak kullanılır.
Bronşları genişleten ilaçlar bronş duvarını genişleterek, havanın geçmesine ve astım belirtilerinin geçmesine izin verirler. Bunların bazılarına bronş duvarı kasnıdaki beta algılayıcıları üzerinde etkili olarak bronşları açtığı için ‘beta algılayıcılarını uyarabilen ilaçlar (beta reseptör stimülanları)’ elenir. Sinirlerarası kolinerjik) olarak bilinen diğerleri ise solunum yollarını gevşetmek ve açmak için bronşlara başka bir mekanizma ile etkirler. iki bronkodilatör (bronş genişletici) tipi beraber kullanılabilir.
Bronşları genişleten ilaçların yan etkileri arasında sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk ve baş ağrısı vardır. Yaşlı hastalar ve çocuklar bronşları genişleten ilaçların etkilerine daha duyarlı olurlar.

Astım belirtileri sık ve bronşları genişleten ilaçlarla kontrol etmesi zor ise önleyici ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar başlamış bir astını krizini iyileştiremezler, onun yerine başlamasını engellerler. Hekimler, önleyici ilaçlar kullanılarak bronşlardaki uzun vadeli hasarın en aza indirildiğini belirtmektedir.
Sıklıkla bronşları genişleten ilaçlar (bronkodilatör) ve önleyici ilaçlar birlikte kullanılır. Bronşları genişleten ilaçlar kriz belirtilerini iyileştirir ve önleyici ilaçlar da krizlerin başlamasını önler. En sık kullanılan önleyici ilaçlar kortikosteroidlerdir. Bronşlardaki iltihabı ve hava yolundaki tıkanıklığı azaltır ve akciğerin fonksiyonunu düzeltir. Bir diğer önleyici ilaç sodyum kromglikattır; astıma sebep olabilecek histamin gibi kimyasalların bronş içine salınmasını durdururlar. Sodyum kromglikat egzersiz, soğuk hava ve kedi tüyü gibi tetiklenen etmenlerle astıma karşı yararlıdır.
Astım tedavisinde solunarak alınabilen edilen ilaçlar tablet veya sıvı olanlara göre tercih edilir. Solunabilen ilaçlar doğrudan solunum yollarının yüzeyine etki eder; vücudun geri kalanınca çok az emilirler bu yüzden yan etkileri ağızdan alınanlardan çok daha azdır. Solunabilen ilaçlar arasında beta algılayıcılarını uyarabilen ilaçlar (metaproterenol, albuterol, ve tetrabütansülfat). sinirlerarası iletişimi engelleyen ilaçlar (ipratropium bromid), kortikosteroidler (beklometazon dipropiyonat, triamsinolon asetonid ve flunisolit) ve sodyum kromglikat vardır.
Solunabilen ilaçlar ölçülü doz inhaler veya üfleyici (puffer) ile alınırlar. Bunlarla almakta sorun yaşayan çocuklarda veya şiddetli krizler geçiren yetişkinlerde astım ilaçları nebulizer (ultrasonik buhar makinesi) ile verilebilir, bu ilaç ağızdan bir maske ile solunan ince bir buğu şeklinde verilir.
Bazı insanlar solunan kortikosteroid kullanımına bağlı olarak boğuk ses ve pamukçuk (ağız ve boğazdaki bir mantar hastalığı) gibi yan etkilerle karşılaşabilir. Bu ve diğer sorunlar ağzı çalkalayarak ve ağızla boğazda kalan ilaç temizlenerek asgari düzeye indirilebilir.
Prednizon, metilprednizon ve hidrokortizon gibi kortikosteroidler önleyici ağızdan alman ilaç olarak kullanılabilirler. Bununla birlikte yan etkileri solukla çekilen kortikosteroidlerden fazladır, bu yüzden diğer tedavilerin normal akciğer fonksiyonlarını onarmakta başarısız olduğu ve kontrolsüz astımın yaratacağı riskin steroidlerın yan etkilerinden fazla olduğu durumlar dışında uzun dönemler için önerilmezler. Hastaneye yatırılmayı gerektiren kronik astımda olduğu gibi şiddetli krizlerde kortikosteroidler damar yolu ile de verilebilir. Yaşamsal tehlike oluşturan bir krizde oksijen ve damar yolu ile epinefrin (adrenalin) verilmesi de gerekebilir.
Astım planı
Astım krizinin şiddeti kişiden kişiye değiştiğinden, bir astımlının kriz sırasında kişisel bir idare planı olması yararlı olur. Plan bakıcılar, öğretmenler, hemşireler, ebeveynler ve hastanın bakımından sorumlu herkes için yapılmalıdır.
Astım krizi geldiğinde, astım planına uyun ve hastanın ilaçlarını planda belirtildiği gibi almasına yardımcı olunmalıdır. Eğer belirtiler iyileşmezse veya planda yazılı acil durum işaretleri görülürse, acil yardım bulunulmalıdır.
Havanın solukyollarından ne kadar iyi geçtiğini ölçen basit bir akım ölçüm cihazı akciğer fonksiyonlarını ölçmek için evde kullanılabilir. Hava akımını ölçmek, bir astım hastasına değişiklikleri izleyerek ilaç dozunu gerektiği gibi artırıp azaltması için yardımcı olur. Her insanın astım planında yazılması gereken kişisel bir en iyi hava akışı değeri vardır. Bunun yüzde 80′inden daha az bir akış değeri harekete geçilmesi gerektiğini gösterir.
Bir astım hastası solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsa beklemeden tıbbi yardım almalıdır. Genel olarak yeşil veya sarı renkte balgam üreten her hastalık hemen antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Bazı astımlılar nefes egzersizlerinin yararını görebilir. Bunlar akciğerlerin daha iyi görev yapmasına yardım eder ve hastaya kriz sırasında psikolojik açıdan yardım ederler. Belirtileri alerjilerle tetiklenen astımlılar, alerjik hastalıklara karşı tedavinin yararını görebilirler. Ancak bu tedavinin yararı, kişiye göre değişir ve süreklilik göstermez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder