18 Nisan 2010 Pazar

Hepatit B taşıyıcı anneler dikkat!


Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji Ana Bilim Dalı Hepatit B taşıyıcısı bir annenin dünyaya getirdiği bebeğin 12 saat içerisinde aşılanması gerektiğini söyledi. AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yaklaşık 2 milyar insanın Hepatit virüsü ile temas ettiğini, ancak bu vakaların bir kısmında Hepatit B'nin kronikleştiğini, dünyada yaklaşık 400 milyona yakın Hepatit B taşıyıcısının bulunduğunu bildirdi.
Dünyada her yıl akut Hepatit B'den 50 bin kişinin, siroz ve karaciğer kanserinden ise 470 bin kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Türkiye'deki siroz ve karaciğer kanserinin birinci nedeninin Hepatit B olduğunu söyledi.
Türkiye'de yaklaşık 3.5 milyon kişinin Hepatit B taşıyıcısı olduğunu ve bu kişilerin yaklaşık yüzde 25-30'unda aktif hastalık bulgularının olduğunu dile getiren Yalçın, şöyle konuştu:
''Türkiye'de yaklaşık 1 milyon kişi kronik hepatit B hastasıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hepatit B'nin görülme oranı diğer bölgelere oranla daha fazladır. Bunun başlıca sebepleri vertikal geçişim(anneden bebeğe geçiş)ve aile içi bulaşımın yaygın olmasıdır. Yöredeki ailelerin kalabalık ailelerden oluşması ve kırsal kesimde yaşayan ailelerin eşyalarını ortak kullanmaları hastalığın bulaşmasına yol açmaktadır. Hepatit B hastası bir kişinin kullandığı; jilet, kan taşı, tırnak makası ve diş fırçası ailenin diğer fertlerince kullanılması sonucu hastalık bulaşabilir.
Hepatit B hastalığı konusunda toplumun tüm kesimleri duyarlı olmalıdır. Özellikle hamile kadınlar çok dikkatli olmalı ve mutlaka tahlil yaptırmalılar. Çünkü bebeklerine hastalığı bulaştırma riskleri çok fazla. Hepatit B taşıyıcısı annenin doğan bebeği ilk 12 saat içerisinde aşılanmalıdır. Aksi takdirde aşılanmayan ve hastalık bulaşan çocukların yüzde 90'ında hepatit B kronikleşiyor. 18 yaşına kadar herkesin aşılanması gerekiyor.''
- DİYARBAKIR'DA HEPATİT D (DELTA) SEMPOZYUMU DÜZENLENECEK -
Prof. Dr. Kendal Yalçın, Türkiye için kronik hepatit D'nin (delta infeksiyonu) özel bir önemi olduğunu hastalığın Avrupa ülkelerine oranla çok daha fazla görüldüğünü söyledi.
Kronik delta hepatitinin, kronik hepatitlerin en az görüleni fakat en tehlikelisi olduğunu, bu hastalığı taşıyan kişilerde siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserine hızlı bir gidişin söz konusu olduğunu belirten Yalçın, şöyle devam etti:
''Hepatit D, ya hepatit B ile aynı anda alınır ya da kronik hepatit B taşıyıcısı olan kişilerin daha sonra bu virüsle karşılaşmasıyla oluşur. Hepatit D virüsü hepatit B virüsü taşıyan kişilerde siroz olma riskini 2-3 kat daha fazla artırır. Kronik delta hepatitinde 8-10 yılda siroz gelişimi yüzde 80-90 oranında olmaktadır. Günümüzde, dünyada delta hepatit sıklığı azalmasına hatta neredeyse yok olmasına rağmen ülkemizde özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu hastalık hala önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bölgemizde ayrıca Hepatit B sıklığının yüksek olması da bu soruna katkı sağlamaktadır. Çünkü hepatit delta virüsü, ancak Hepatit B virüs varlığında yaşayabilmektedir. Bölgede hastalığın görülme oranı Türkiye ortalamasının çok üzerindedir.
Türkiye ve bölge için son derece önem taşıyan bu hastalıkla ilgili bilgi ve sorunları detaylı incelemek ve tartışmak için Dicle Üniversitesi, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği ve Türk Gastroenteroloji Derneği'nin ortak katkılarıyla II. Ulusal Delta Hepatit Sempozyumunu düzenleyeceğiz. Sempozyum 22-24 Nisan 2010 tarihlerinde Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilecek.''
Sempozyuma aralarında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder