19 Nisan 2010 Pazartesi

KİŞİLİK BOZUKLUKLARI

Kişilik bozukluklarının tanımlanması zordur, çünkü neyin hastalık, neyin hastalık olmadığını belirleyen net bir çizgi yoktur. Ancak, sosyal ve kültürel beklentilerden önemli ölçüde sapan ya da normal bir davranışın uç biçimi olan ve kişinin toplum içinde yaşamasını güçleştiren davranışlar, kişilik bozukluklarının özelliği olarak tanımlanabilir. Kişilik bozukluğu olan kişiler, mahkeme kararı ya da yakınlarının baskısı olmadığı sürece, çoğunlukla tedavi olmak istemez. İnsanların yaklaşık yüzde 20’sinde bir ya da birden çok kişilik bozukluğu olduğu tahmin edilmektedir.Tıbbi olarak, on kişilik bozukluğu tanımlanmaktadır.Antisosyal kişilik bozukluğu oları kişiler, başkalarının duygularını ve haklarını önemsemez. Bu kişiler, genellikle yasaları çiğner, yalan söyler, tepkisel davranır ve kavgaya karışırlar. Eşleri ve çocukları da dahil, tüm insanlara karşı davranışları şiddet içerir. Bu kişilere sosyopat ya da psikopat da denmektedir. Bu kişiler, toplum için büyük bir tehlike oluşturabilir, genellikle de intihar ederler.Çekingen kişilik bozukluğu: genellikle kaygıyla birleşmiş bir utangaçlık olarak görülür. Bu kişiler, başka kişilerle karşılaşacakları için ve kendilerini sosyal açıdan yetersiz gördüklerinden, çalışmaktan ya da etkinliklere katılmaktan kaçınırlar.Sınırda kişilik bozukluğu: duygusal dengesizlikle kendini gösteren bir hastalıktır. Bu hastalığın görüldüğü kişiler, genellikle dengesiz ve ilişkileri sürdürebilme yetisi olmayan kişiler olarak düşünülür. Bu kişiler, intihar ya da kendini sakatlama girişiminde bulunabilir. Alkol ya da ilaç bağımlılığı, depresyon ve yeme bozuklukları da yaygın olarak görülür.Histrionik kişilik bozukluğu: tüm dikkatleri üzerinde toplama gereksinimi ile kendini gösterir. Bu kişiler genellikle uygun olmayan cinsel davranışlar gösterir ve kolayca etki altında kalırlar.Narsistik kişilik bozukluğu; kendine aşırı derecede önem vermeyle kendini gösterir. Bu hastalığın görüldüğü kişiler, başkalarından aşırı ilgi bekler. Kendilerinin çok özel olduğunu düşünürler; ancak kendilerine olan güvenleri kolayca yok olur.Saplantılı-zorlanımlı kişilik bozukluğu (obsesif-kompülsif bozukluk); ayrıntılar, kurallar, düzen ve planlarla, asıl amacın kaybolacağı ölçüde meşgul olmak biçiminde görülür. Bu kişiler katı, resmi ve ciddidir; davranışlarında da ilginç formaliteler görülür.Paranoid kişilik bozukluğu; sürekli şüphe duyma ve başkalarına güvensizlikle kendini gösterir. Bu kişiler, sürekli kendi şüphelerini haklı çıkaracak kanıtlar arar ve herkesin kendilerine karşı olduğuna inanırlar.
Şizoit kiplik bozukluğu oları kişilerde; cinsel ilişkiler de içinde olmak üzere, başka kişilerle yakın ilişkiler kurma isteği yoktur, adeta duygularını söküp atmışlardır ve tüm bunlar toplumdan kopmalarına yol açmıştır. Şizotipal kişilik bozukluğu tuhaf düşünceler ve davranışlarla kendini gösterir. Bu kişiler, birbiriyle bağlantısız bir biçimde konuşur, bazen de gizli güçleri olduğuna inanırlar. Yakın ilişkiler, bu kişileri rahatsız eder. Bu kişilik bozukluğunun, şizofreninin daha hafif bir biçimi olduğu düşünülmektedir.Depresif kişilik bozukluğu ve pasif saldırgan kişilik bozukluğu olarak tanımlanan başka kişilik bozuklukları da vardır. Kişilik bozukluğu olan bir kişide, birden çok hastalığa ait özellikler görülebilmekte, bu tanıyı güçleştirmektedir.Kişilik bozuklukları, yaşanan olayların ve kalıtımsal özelliklerin bir sonucudur. Çoğunlukla, kökenleri çocukluğa kadar uzanabilen, çözümlenmemiş çatışmaların sonucudur. Bu kişiler, genellikle bir sorunları olduğunu kabul etmediklerinden, tedavi zordur. Tedavide ise çoğunlukla psikoaktil ilaçlarla psikoterapi gibi çok çeşitli yöntemler denenmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder