18 Nisan 2010 Pazar

MEMELER

Meme salgıbezleri ya da memeler, değişime uğramış terbezleridir ve bütün memelilerde bulunur. Memeler, embriyoda koltuk altından kasığa kadar uzanan iki dar uzun bölge (süt kanalları) bovunca gelişir. Bazen gelişmemiş, fazladan meme bezlerinin süt kanallarının başka bir bölgesinde ortaya çıktığı görülse de insanda tek bir çift meme bezi; üst göğüs bölgesinin derisi altında oluşur. Normalde sadece kadınlarda işlevsel olan memeler, küçük loplar olarak adlandırılan kese benzeri yapılarla karışık olarak büyük ölçüde yağ hücrelerinden (yağ depolayabilen hücreler) oluşur. Bu küçük loplar, prolaktin gibi belirli bazı hormonlarca uyarıldığında kadınlarda süt üretimine olanak tanıyan salgıbezleridir. Loplar, sütü meme başına gönderen bir kanallar ağına boşalır.
Memelerin büyüklüğüyle şeklindeki farklılıklar, önemli ölçüde kalıtımsal etkenlere dayanır; memelerdeki yağlı doku miktarını ve dolayısıyla memelerin büyüklüğünü artıran aşırı kilo da etkili olur.
Kadınlarda meme bezleri, kişinin yaşamı boyunca önemli ölçüde değişikliğe uğrar. Doğumda her iki cinsin meme bezleri aynıdır ve meme başında 15-20 delik bulunmasını sağlayan sınırlı miktarda salgı dokusundan oluşur (bazı evcil hayvanların meme başında tek bir delik vardır). Sadece küçük bir miktarda yağ ya da lifli doku vardır. Plasenta hormonlarının etkisi altında doğumdan hemen sonra geçici salgı etkinliği, meydana gelebilir.
Ergenlik çağının ardından meme başı dikleşir ve rengi koyulaşır; yağ ve lifli doku miktarında önemli bir artış olur. Salgı dokusu da hızla çoğalır. Her regl döneminin sonuna doğru, memelerde şişlik gibi kısa süreli değişiklikler görülebilir.
Gebelik sırasında plasenta hormonlarının etkisiyle yağ ve lifli dokunun miktarı azalırken, salgı bileşenlerinin miktarıyla karmaşıklığı önemli oranda artar. Gebeliğin son üç ayında kolostrum adı verilen bir sıvı salgılanır. Bu sıvı, süt yağı ve antikor özelliğine sahip proteinlerle (immünoglobin) az miktarda gıda içerir. Doğumdan birkaç gün sonrasına kadar bu sıvının salgılanması devam eder, daha sonra süt salgılanması için uyarıda bulunan prolaktin hormonu sayesinde gerçek süt üretimi başlar.
Meme bezlerinden süt salgılanması, diğer bir hipofız hormonu (oksitosin) tarafından denetlenir. Anne sütü; süt şekeri, protein, kalsiyum ve yağ açısından zengindir, ayrıca vitamin ve antikor özelliğine sahip proteinler içerir. Bebeğin emmeye devam etmesi durumunda süt salgılanması birkaç yıl devam edebilir. Bebeğin sütten kesilmesinin ardından, salgı dokularının büyük bir kısmı bozulup yerini yağ ve lifli dokuya bırakır.
Meme bezlerinin salgı ve lifli bileşenleri, yaşa bağlı olarak ve menopozdan sonra yavaşça azalır; yağ miktarıysa artar. Yağ, röntgen söz konusu olduğunda daha şeffaftır; bu nedenle yaşlı kadınlarda mamografı daha kolaydır.
Her kadın, memelerini her ay inceleyerek herhangi bir yumru ya da kansere işaret eden değişiklikler olup olmadığını kontrol etmelidir. Bu kontrolün, memelerin östrojen sonucu daha az şiş olduğu regl döneminden birkaç gün sonra yapılması en iyi yöntemdir. Herhangi bir yumru fark eden kadınların, derhal bir doktora danışması gerekir.
Meme yumrularının büyük bir kısmı kanser değildir; ancak ya katı iyi huylu tümör (fibroadenoma) ya da sıvı dolu kist olabilirler. Genellikle regl döneminden hemen önce görülen çoklu kistlere fıbrokist hastalığı adı verilir. Kötü huylu (kanserli) bir yumru serttir, çevreleyen meme dokusunda yerleşmiş olabilir ve meme derisi ya da meme başının büzüşmesine neden olabilir. Meme başında akıntı veya kanama görülebilir. Aynı taraftaki koltukaltında bulunan lenf düğümleri genişleyip sertleşebilir. İğne biyopsisi, mamografı, ultrasonografı ve termografi (ısı dağılımı kullanılarak yapılan görüntüleme) gibi tetkikler, bir yumrunun kötü huylu olup olmadığını belirler.
Meme kanserinin nedeni bilinmemektedir. Risk etkenleri arasında ailede meme kanseri hastalığının olması, regl kanamasının erken başlaması (12 yaşından önce), geç menopoz (55 yaşından sonra), hiç hamile kalınmaması ya da 30 yaştan sonra gebelik sayılabilir. Tedaviler lumpektomi, memenin (kısmen, tamamen ya da örneğin kol altına doğru kökten) ameliyatla alınması (mastektomi) ve ışın tedavisini içerir. Kemoterapi ve tamoksifen gibi antiöstrojen ilaçlarla hormon tedavisi de uygulanabilir. Memenin tamamen alınmasının ardından yeni bir meme yerleştirilebilir (implantasyon) ya da protez takılabilir.
Kozmetik amaçlarla memeleri büyütmek ya da yeniden şekillendirmek için yapıcı meme cerrahisi de kullanılır. Meme yerleştirme, ek silikon jeli ya da tuzu içeren bir silikon zarfından oluşur, iddia edildiği gibi yeni meme yerleştirmenin vücudun kendi yapılarına kendisinin saldırması ya da bağ dokusu hastalıklarına neden olduğu düşünülmemekle birlikte, memede yara izi kalması, ağrı ve kötü biçimlendirme gibi riskler de söz konusudur.
Erkeklerde meme bezleri, ergenlik öncesi kadınlarda olduğu gibi yaşam boyunca aynı yapıyı gösterir. Bununla birlikte erkek meme bezi, kimi zaman ergenlik çağında görülen geçici ve yaşlı erkeklerde görülen daha kalıcı büyümeyle hormonal etkilere karşı duyarlıdır. Önemli miktarda prolaktin salgılayan hipofız bezi tümörleri memelerde aşırı gelişmeye yol açabilir. Erkeklerde ya da ergenlik öncesi kızlarda meme büyümesine, jinekomasti adı verilir. Daha yaşlı erkeklerde, östrojen ve steroid içeren tedaviler memelerin büyümesine neden olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder