23 Nisan 2010 Cuma

PİYORE

PİYORE:Piyore adı Eski Yunanca’da irin an­lamına gelen pûon ve dökülme anlamı­na gelen reo sözcüklerinden türetilmiş­tir. Tek bir hastalığın değil, diş kökü­nün çevresini saran diş çevresi bağı (periodontum), sement, diş yuvası ke­miği ve dişeti gibi dokularda ortaya çı­kan birçok hastalığın ortak adıdır.Diş kökleri alt ve üst çenedeki yu­valarına diş çevresi bağı aracılığıyla sı­kıca bağlanmıştır. Bu bağ sağlam bir biçimde diş yuvasına oturmasını sağla­dığı dişlerin çiğneme sırasında ortaya çıkan basınca (azıdişleri için bu güç 70-80 kg’dir) karşı koymasma ve çevre do­kulara aktardığı basıncın uygun biçim­de dağılmasına da yardımcı olur.
Dişi çevreleyip destekleyen dokula­rın işlevlerini pek çok etken bozabilir. Bu bozukluklar genel olarak periodon-tal hastalık adı altında toplanır. Farklı nedenlere bağlı bozuklukların saptan­ması güç olduğundan, iç içe olan bu do­kulardaki hastalıkların birbiri üstüne eklenerek karmaşık bir tablo ortaya çı­kardığından ve tanının hangi belirtilere bakılarak konacağı konusunda bir görüş birliği bulunmadığından, ayrıntılı sınıf­landırmalar yapmak son derece güçtür. Ama gene de diş çevresi dokularım et­kileyen hastalıklar üç ana başlık altında toplanabilir:• Jinjivit Dişetiyle sınırlı bir iltihap­lanmadır.• Perîodontoz – Diş çevresi dokuları­nın iltihaba bağlı olmayan yozlaşmasıyla ayırt edilen bir hastalıktır.• Periodontit – Diş çevresi dokularına yayılan iltihaplanmadır.Birçok iltihaplanma tipinde, örne­ğin kronik jinjivit ve periodontitte dişe­ti kenarlarından irin sızabilir. Daha ön­ce de belirtildiği gibi, bütün bu hasta­lıkları tanımlamak için özgün adlarının yanı sıra piyore adı da kullanılır. Hatta iltihap söz konusu olmadığı için piyore tanımına sokulamayacak çeşitli perio-dontal hastalık tipleri için piyore adının kullanılmasına oldukça sık rastla­nır.
Dişetinde ortaya çıkan bozukluklar ol­dukça belirgindir. Hastalığın ilk belirtisi dişetinin pembe rengini yitirip, kırmızı, bazen de mavimsi bir renk almasıdır. Dişetleri kolayca kanar. Hafifçe bastırıl­dığında, irinli bir salgının çıktığı görü­lür.Doğnfdan hastalığa Özgü olmayan bu belirtilerin dışında hastalığın ayırt edilmesini sağlayan belirtiler de görü­lür. Dişler daha uzun, birbirinden uzak ve kötü yerleşmiştir. Özellikle Öndeki dişlerde dikkat çekici olan ve erken or­taya çıkan bu duruma diş köklerinin ye­rinden oynaması neden olur.
Çeşitli araçlarla yapılan muayenede, dişeti ile diştacının sıkıca birbirine ya­pıştığı yüzeylerin gevşeyerek aralandı­ğı, bu boşluk nedeniyle dişin yuvasında aşın ölçüde oynamaya başladığı sapta­nır. Dişeti ile diştacı arasındaki aralık derinleşmiş, duyarsız bir hal almıştır. İçi irinle doludur. Çekilen filmlerde ke­miğin hasarlı olduğu ve böylece dişin yuvalından dışarı doğru fırlamış olduğu görülür.Tüm çiğneme sistemini ilgilendiren belirgin ve ilerleyici lezyonlara karşın, piyoreye ağn eşlik etmez. Duyulan ağ­rılar her zaman çiğneme sırasında orta­ya çıkan baskıya bağlıdır.

NEDENLERİ
Piyore daha çok minesi sert ve çürük ol­mayan dişlerin çevresinde ortaya çıkar. Nedeni henüz tam bilinmeyen bu çeliş­kili durum ağız içi sağlığı konusunda çok dikkatli olmayı gerektirmektedir. Sağlıklı görünen dişlerde piyoreye bir eğilim olabileceği ve bu hastalığa yol açıcı etkenler aracılığıyla iltihaplanma­nın başlayabileceği, bunun da ağız sağ­lığını önemli ölçüde bozabileceği unu­tulmamalıdır.Diş çevresi dokularının yapısal bo­zukluğu, tükürüğün özel bileşimi, ağız boşluğunun bakteri florası ve diştacı­nın çok sert olması gibi etkenlerin bi­ri, birkaçı ya da hepsi birden piyore oluşumuna yol açtığı sanılmaktadır. Bu sıralanan nedenlerden belki de en ilginci diştacmdaki sertliktir. Diştacı­nın öğütücü yüzeyleri çiğneme hare­keti sırasında üstlerine gelen baskıyı hiç emmeden aktarır. Diş çevresi do­kularının ortaya çıkan bu basınca karşı koyma yeteneği vardır. Ama karşı koydukları kuvvet belirli bir sının aşınca doku lifleri ve dişetinin dişe yaslanan epitel hücre katmam önemli ölçüde hasar görür. Böylece diş çevre­si dokusu ağızda bulunan mikroplar için bir giriş kapısı oluşturur. Bu gö­rüş günümüzde daha çok yandaş bulan iltihaplanma kuramı karşısında önemi­ni yitirmiştir.İltihaplanma kuramına göre hastalık sürecini başlatan, mekanik etkilerden çok “diş plaklan”dır. Bu plaklar ağız ortamından gelen organik maddeler ve mikroplardan oluşur. Plaklar özellikle dişetlerinin dişleri örten kesiminde ve diştaşları üzerinde ortaya çıkar. Bu plaklarda bulunan mikroplar, dişetinde lezyonlann oluşmasına yol açar. İltihap zamanla ilerleyerek diş yuvası kemiği­ne kadar ulaşır.
Bu hastalıkların kökeninde yatan sorun açık olmakla birlikte, hastalık be­lirli bir bölgeyle sınırlı olmayıp bütün organizmayı ilgilendirecek bir düzeyde­dir. Ayrıca başta sindirim sistemi ol­mak üzere pek çok organ ve sistemin kötü işleyişi, hormon dengesizlikleri ve; kan hastalıklan da dişi çevreleyen do-kulan etkiler. Bazı kan kanseri (lösemi) tiplerinde dişetlerine ilişkin yakınmalar ilk belirtiler olabilir.
TEDAVİ “
Periodontal hastalıklann oluşumunun tedavisi önemli sorunlar yaratır. Hasta­lık genellikle karşı konulmaz biçimde ilerleyerek dişlerin dökülmesine yol açar. Bu durum tedavinin yararsız ola­cağı anlamına gelmez. En kötü olgular­da bile hastalığın gidişini yavaşlatması açısından mutlaka tedavi uygulanmalı­dır. Hastalığın ortaya çıkmasını kolay­laştıracak genel hastalıklar araştırılma­lı, dişi çevreleyen dokuların örselenme­sine neden olabilecek bütün etkiler or­tadan kaldırılmalı ve bölgesel doku eri­mesini düzeltebilecek girişimler uygu­lanmalıdır.
Dİştaşı birikintileri kazınmalı ve ge­rekirse küçük cerrahi girişimler uygu­lanmalıdır. Bunlar olgunun ağırlığına göre hastalıklı dişeti bölgelerinin kazın­masından, dişetlerinin hastalıklı bölge­nin genişliğine göre yaklaşık 3-4 nım’lik bir bölümünün kesilmesine ka­dar değişir. Dişetlerinin kesilip alınma­sı işlemine jinjivektomi denir. Ayrıca bölgesel kan dolaşımını artırdığı için dişeti masajlarının, banyo ve ışın teda­vilerinin yaran olabilir. Tedavinin yanı sıra hasta ağız sağlığına titizlikle uyma­lı, B, C ve E vitamini ağırlıklı ilaçları ya da yiyecekleri içeren bir beslenme uygulamalıdır. Antibiyotiklerin yaran, enfeksiyonun belirgin olduğu olgularla sınırlıdır.

Diş çevresinde iltihaplanma ve yoz­laşmaya yol açan irinli periodontit dişin bir süre sonra düşmesiyle sonuçlanır. Diş yuvasındaki doku yıkımının ilerle­me yönüne göre, “yatay” ve “dikey” peridontit ayrımı yapılabilir. Dikey tip da­ha hızlı ilerler ve dişin ekseni boyunca gelişir.
Piyoreye daha çok orta yaşlarda rastlanır. Görülme sıklığı bakımından erkek ve kadınlar arasında bir fark yok­tur. Ama “aile hastalığı” özelliği taşıya­cak ölçüde aym aile bireyleri arasında görülme sıklığının artması dikkat çeki­cidir.
TANI
Piyore oluşum ve gelişim sürecinde ko­layca fark edilen çeşitli belirtiler verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder