28 Nisan 2010 Çarşamba

SIZINTILI BAĞIRSAK SENDROMU

SIZINTILI BAĞIRSAK SENDROMU
Bağışıklık sistemi üzerinde çalışmalar yapan Amerikalı doktor Zoltan P. Rona’ya göre, sızıntılı bağırsak sendromu tedavisi mümkün olmayan birçok kronik hastalı­ğın temel sebebini teşkil etmekte ve bağışıklık sistemini tahrip etmektedir. Sızıntı­lı bağırsak sendromu bağırsak bölgesinde oluşan bir sağlık sorunudur. Bu bölge hasta olan kişilerde geçirgen bir yapıya sahiptir.
Bağırsak duvarı hücrelerinde nor­malden daha büyük boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklar toksik maddelerin ba­ğırsağa geçmesini kolaylaştırır. Bakteriler, mantarlar, parazitler, toksinler, vücut ta­rafından sindirilmemiş olan proteinler, yağ ve diğer atıklar da bu şekilde kan dolaşı­mına karışır. Zararlı olan bu maddeler sağlıklı insanların vücutları tarafından ya yok edilir ya da dışarı atılır. Bu nedenle sızıntılı bağırsak sendromu yaşayan hastaların
bağışıklık sistemleri ağır darbe alır. Bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalış­ması için sızıntılı bağırsak sendromunun tedavi edilmesi gerekmektedir.

Bir insanın vücudu kendi dokularına karşı antikor üretmeye başladığında bağışık­lık sistemi zayıflamaya başlar. Romatoid artrit, sızıntılı bağırsak sendromu, “lupus” hastalığı, tıp literatüründe “alopecia” adı verilen sorun, “polymyalgia rheumatica” adı ile bilinen hastalık, “Sijoren” sendromu, kronik yorgunluk sendromu, multipl skle­roz, bir çeşit iskelet-kas sorunu olan fibromyalji, saçlı ve tüylü bölgelerin beyazlaş­masına neden olan vitiligo, tiroit, vaskulit, Crohn hastalığı, ülserli kolit, ürtiker, di­yabet ve Raynaud hastalığı vücudun kendi dokularına karşı antikor üretmesi ile birlikte bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Bu has­talık adlarından çoğu sadece tıp literatüründe geçtiği adlarla anılmakta olduğun­dan, bu sayfada da, tıp alanında kullanılan adlarıyla yer almıştır. Doktorlar birçok alerji ve bağışıklık sistemi hastalığının temelinde yatan sorunun sindirim boru­sunda oluştuğu fikrinde mutabıktır.

Sızıntılı bağırsak hastalarının bağırsak duvarlarında bulunan boşluklar sağlık­lı hastalarda olduğundan daha büyük olduğundan protein molekülleri vücut tara­fından tam olarak parçalanıp sindirilmeden emilmektedir. Vücut iyice parçalanıp sindirilmemiş olan bu büyük molekülleri yabancı bir cisim olarak algıladığından, savaşçı antikorlar üretmeye başlar ve bu molekülleri tahrip etmek için çalışır.

Vü­cuda hiçbir zararı olmayan protein moleküllerine karşı üretilen bu antikorlar as­lında gereksiz yere üretilmiş olur. Sızıntılı bağırsak nedeniyle üretilen antikorlar dokulara taşınır ve protein molekülü içeren belirli bir gıda maddesi tüketildiğinde vücudun yangılı bir reaksiyon vermesine neden olur. Sızıntılı bağırsak sendromu konusunda uzmanlaşan Dr Rona’ya göre bu şekilde üretilen antikorlar kronik yan­gılara neden olmaktadır. Bu tür yangılar eklemlerde oluşursa, romatoid artrite ne­den olur. Yangının beyinde oluşması durumunda, miyaljik ensefalomyelit (kronik yorgunluk sendromu) yaşanır. Yangı kan damarlarında oluşursa, vaskulite neden olur.

Vücut tarafından gereksiz yere üretilen antikorlar bağırsağa karşı harekete geçmeye başlarsa kolik ya da “Crohn hastalığı” ortaya çıkar. Antikorlar akciğerleri etkilemeye başlarsa, durum astımla sonuçlanır. Hastanın vücudunda antikor üre­timini harekete geçiren belirli bir gıda astıma neden olur.

Sızıntılı bağırsak sendromuna neden olan yangı ayrıca koruyucu IgA dokusunu tahrip eder. IgA vücudun enfeksiyonlarla savaşabilmesini sağlar. IgA dokusu tahrip olmuş olan hastalar virüslere, bakterilere ve parazitlere karşı daha hassas olurlar.

Sızıntılı bağırsak sendromu alerjilere de neden olabilir. Hastaların kan dolaşı­mı bakteriler tarafından istila edilir. Bu durum karaciğerin zehir arıtma işlevini ye­rine getirmesini engeller ve mineral kaybına neden olur çünkü sindirim kanalında yer alan ve mineralleri kana taşıyan proteinler yangı nedeniyle hasara uğrar.

Sızıntılı Bağırsak Sendromu, çocuklar için neden tehlikelidir?

Bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi nedeniyle ortaya çıkan astım, egzama, çocuk artriti, alerji ve bağırsak sendromu gibi rahatsızlıkların sayısı çocuklar arasında gün geçtikçe artmaktadır.

Sızıntılı Bağırsak Sendromunun nedenleri nedir?

Sızıntılı bağırsak sendromu bağırsak bölgesinde oluşan yangı sonucunda ortaya çıkar. Aşağıdaki etkenler bağırsakta yangıya neden olmaktadır:
■ Sindirim ve bağırsak kanalında zararlı bakterilerin (parazit ve mantarların) oluşmasına neden olan antibiyotikler
■ Özellikle de çocukları olumsuz yönde etkileyen kafein ve asitli içecekler
■ İşlemden geçirilmiş yiyeceklerde bulunan kimyasal maddeler (renklendirici-ler, suni maddeler)
■ Enzim eksiklikleri (çöllak hastalığı, laktoz intoleransına neden olan laktoz ek­sikliği)
■ Ibuprofen gibi nonsteroid-antienflamatuar (NSAIDs) ilaçlar
■ Karbonhidrat ağırlıklı beslenme (çikolata, şeker, bisküvi, gazlı içecekler, beyaz ekmek).
Belirtiler
■ Tüketilen gıda maddeleri yeterince sindirilemez
■ Yangı midede şişkinliğe neden olduğundan gaz, kramp ve geğirmelere neden olur.
■ Kabızlık ve bu durumu takip eden ishal vakaları görülür. Tıp literatüründe ir-ritabl bağırsak sendromu adı verilen hastalık ortaya çıkar. İrritabl bağırsak sendromu hastalarının %80′ininin vücudunda mantar, parazit ve bakteri artı­şı gözlemlenmektedir.
■ Baş ağrısı, yorgunluk, hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği ve gıda hassasiye­ti görülür.
■ Artrit, migren, egzama, astım ve diğer bağışıklık sistemi bozukluğu hastalıkla­rı da hastalığın ilerleyen evrelerinde görülmektedir.

Sızıntılı Bağırsak Sendromu için önerilen modern tıp tedavileri:

Sızıntılı bağırsak sendromu halk arasında çok iyi bilinen bir hastalık değildir. Bu nedenle birçok hasta bu durumun farkında bile olmayabilir. Birçok doktor bu has­talığın belirtilerini giderme yolunu seçerek hastalığın kaynağına inememektedir. Hastalara kortikosteroid, antibiyotik ve bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar önerilmektedir.

Doğal sağlık tedavileri:

■ Sızıntılı bağırsak sendromu tedavisi için çocuğunuzun beslenme sistemini gözden geçirmeniz ve alerjiye neden olabilecek her türlü yiyeceği menünüzden çıkarmanız gerekmektedir. Şeker, beyaz unlu ürünler, glüten içeren ürün­ler, buğday ve arpa gibi hububatlı ürünler, süt ve sütlü mamuller, aşırı yağlı yi­yecekler, kafein içeren gıda maddeleri, alerjik olduğu testlerle kanıtlanmış olan her türlü gıda maddesi ve çocuğunuza zarar verdiğini düşündüğünüz ha­zır gıdalar çocuğunuzun beslenme programında yer almamalıdır.
■ Dr Rona’ya göre, ekinezya ve sarımsak gibi doğal antibiyotiklerin kullanımı ol­dukça önemlidir. Antiparasitik özelliği bulunan siyah ceviz ve karanfil de teda­vide önemli rol oynar. Greyfurt çekirdeği özü gibi vücudun mantarlarla savaş­masını sağlayan meyvelerin tüketimi de tedavi için önemlidir.
■ Uzmanlar çocukların yiyecekleri iyice çiğnemeden yutmamasını da önermek­tedir.
■ Laktobasilus asidofilus ve bifidus gibi faydalı bakteriler mide-bağırsak fonksi­yonlarını düzenler.
■ Aloe vera özü ve doğal sindirim enzimleri, özellikle de çocuklar için hiçbir yan etkisi olmayan bromalain ve papin, bağırsak fonksiyonlarını düzenler.
■ Bazı doğal sağlık uzmanları glutamin gibi amino asitlerin kullanımını da uy­gun görmektedir. Ancak bu tür maddeler ancak ehil bir doğal sağlık uzmanı­nın denetimi altında ve öngördüğü şekilde kullanılmalıdır.
■ Keten tohumu yağı, çuha çiçeği yağı, balık yağı, siyah üzüm çekirdeği de teda­vide kullanılabilir.
■ Koenzim Q10 gibi antioksidan besinler sızıntılı bağırsak sendromunun verdi­ği hasarı tedavi eder.
■ Mavi-yeşil algler grubuna ait mikroskobik bir yosun türü olan “spirulina” da sızıntılı bağırsak sendromu için önerilmektedir. Bu yosun türü tüketilen besin maddelerinden elde edilen besin değerlerinin vücut fonksiyonlarının işlevini kolaylaştırmasını sağlar.

Çocuğunuzun sızıntılı bağırsak sendromu yaşadığından şüpheleniyorsanız, en kısa zamanda doktora ya da doğal sağlık uzmanına başvurun. Sızıntılı bağırsak sendromundan şüphelendiğiniz halde, doktorunuzun bu olasılığı göz ardı ettiğini düşünüyorsanız, sorunun üzerine gitmenizde fayda vardır. Hastaya zarar verme­yecek birçok bağırsak emilimi testi vardır. İşinin ehli olan bir doğal sağlık uzmanı­na, besin terapistine ve bitkibilimciye başvurarak tedaviye başlayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder