15 Nisan 2010 Perşembe

Su Tedavisi Su Tedavi Sicak Su Tedavisi

Su Tedavisi, Suyun Tedavi Amacıyla Kullanılması

Suyla yapılan çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Suyun dolaysız ve en etkili temas ettiği yer deridir. Deriyle iç organlar ara­sındaki yakın ilişki ve kan dolaşımı ile sinir sistemi aracılığıy­la tüm organizmada suya karşı bir tepki görülür.

Suyla uygulanan tüm tedavi yöntemleri her şeyden önce kan dolaşımını hızlandırır. Suyun ısısı, tedavi edilecek hasta­lığın cinsine göre sıcak, soğuk ya da ılık olarak ayarlanır.

Suyun ısısı, soğuk olarak uygulanan tedavilerde normal, ılık tedavilerde 16-25 derece, sıcak tedavilerde 36-37 derece ve çok sıcak tedavilerde 38 derecenin üstünde olmalıdır. En etkili su tedavi yöntemi değişken ısılı suların kullanılmasıdır. Suyun ısısı giderek yükselen ısı derecelerine göre ayarlanmalıdır. Her sıcak ya da çok sıcak banyodan sonra ısınan vücudu üşütme­mek için soğuk duş yapılmalıdır.

Su Tedavi Genel kurallar: Banyo ısısı 18 derece olmalıdır. Bütün ya da kısmi vücut banyosu ve duşlar, bazı durumlar dışında, ye­meklerden bir iki saat önce ya da sonra yapılmalıdır. îki ban­yo arasındaki süre de yine bir iki saat olmalıdır. Her soğuk duş ya da banyodan önce vücudun sıcak olmasına dikkat etme­lidir. Gerekli vücut ısısı hafif idman hareketleri ya da yatak dinlenmesiyle sağlanabilir. Giysiler banyoya girmeden hemen önce çıkartılmalı, banyodan sonra da vücut ısısını kaybetme­mek için idman hareketleri yapmalı ya da yatak dinlenmesi uy­gulanmalıdır. Kadınlar, âdet süreleri içinde yalnız kısmi ban­yo ile yetinmelidir.

Silinme: Su ile tedavi yöntemleri içinde en hafifi silinme­dir. Silinmeyle kan dolaşımı harekete geçirilerek iç organların etkilenmesi sağlanır. Aynı zamanda tedavinin uygulandığı ki­şi de rahatlatılmış olur. 15-20 dakikalık aralarla tekrarlanan, bütün ya da vücudun üst bölümüne uygulanan silinmeyle ateş­li hastalıklar sırasında hiç zorlanmadan hastanın terlemesi sağ­lanır. Silinme, ateşli hastalıkların ve nezle durumlarının iler­lemesini önleyerek tedavi etmek amacıyla uygulanan bir yön­temdir.

Vücudun silinmesi: Baş dışında tüm vücudu kapsar. Silin­melerin hepsi ayakta uygulanmalıdır. Silme işlemi el parmakla­rının uçlarından başlar. Kol önce omuza, omuzdan parmak uç­larına, sonra yine omuza kadar silinir. Boyun ve boğaz silindik­ten sonra bu kez silme işlemi omuzdan başlayarak göğüsten ge­çer ve ayak parmaklarına doğru iner, tekrar yukarıya doğru çıkar ve göğüsün iç kesiminde son bulur. Aynı işlem vücudun silinmeyen tarafına da uygulanır ve en son ayaklar silinir. Ya­talak hastaların vücutlarının önce üst bölümleri, sonra bacak­ları silinmeli, silinmeyen bölgeler örtülmelidir.

Vücudun üst bölümünün silinmesinde silme işlemi elin üstünden başlar. Kolun önce dış kesimi omuza, iç kesimi omuz­dan parmak uçlarına, alt kesimi avuç içinden koltuk altına kadar silinir. Sonra göğüs ve sırt bölgesi omuzdan başlayıp aşa­ğı yukarı doğru hareketlerle silinmelidir. Bu silme yöntemi so­lunum yollarının akut ve kronik hastalıklarında, bronşit, akci­ğer zarı (plevra) iltihaplarında ve kalp zayıflıklarında uygu­lanır.

Vücudun alt bölümünün silinmesi kalçayı ve bacakları kapsar. Silme işlemi, ayağın üstünden başlayarak bacağın dış kesiminden kalçaya, kalçadan ve bacağın iç kesimi üzerinden topuklara, topuklardan da butlara kadar çıkarak tamamlanır. Bu yöntem varislerde, ayak soğukluklarında, idrar yolları ve id­rar torbası iltihaplarında, felçlerde, karın organlarındaki aşırı kan birikimlerinde uygulanır. Bölgesel silinme vücudun çeşitli bölgelerine uygulanır. Ek­lem romatizmaları, tüberküloz (verem), migren, nezle gibi has­talıklar için elverişli bir silme yöntemidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder