19 Nisan 2010 Pazartesi

VAJİNİSMUS HAKKINDAKİ YANLIŞLAR


Toplumumuzda cinsellik, ilk gece ve kızlık zarı ile ilgili bilinen pek çok yanlış, abartılı ve gerçek dışı bilgiler vardır. Biz bu cinsellikle ilgili yanlış ve abartılı bilgilere "cinsel mit" (hurafeler) adını vermekteyiz.

Bu cinsel mitler ve vajinismus hakkındaki yanlış inanışlar aslında sayılamayacak kadar çoktur.



Halk arasında yanlış bilgilerle kulaktan kulağa en çok dolaşan cinsel mitler arasında şunlar bulunmaktadır:

Vajunusmus neden yalnızca bende var?”
Vajunusmus yalnızca sizin değil tüm dünyada sık olarak görülen bir cinsel işlev problemidir. Ülkemizde görülme sıklığı CETAD tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre %10’dur. Yani her 10 kişiden biri eşiyle cinsel ilişki sırasında tam bir birleşmeyi yaşayamamakta veya oldukça ağrılı bir şekilde yaşamaktadır.

Kültürel yapı ve değerler açısından vajinismus ülkemizde sık olarak görülmektedir. Bu problemini pek çok hasta çok yakınlarından bile gizlemektedir, benzer şekilde çok yakınlarınız da sizden kendilerine ait bu çok özel problemlerini gizleyebilirler.

Bu yüzden “neden bu illet benim başıma geldi” diye düşünüp tasalanmayı artık bırakmalısınız…

“Vajinam normalden küçük”
Vajina dışarıdan bakıldığında görülebilen bir organ değildir ve içerideki vajnal kanalı görmeniz pek mümkün değildir. Normalde alt ve üst duvarı bitişik duran vajinanız ilişki sırasında açılmakta ve genişlemektedir. Bu bölgedeki düz kaslarınız ve elastiki bağ dokunuz sayesinde vajinanız adeta bir “akordeon” gibi genişleme özelliğine sahiptir. Nitekim 8-10 cm uzunluğunda ve S harfi şeklinde olan vajina ilişkide düzleşerek 16-18 cm uzunluğa ulaşmaktadır. Yine vajina doğum sırasında bebeğin yaklaşık 10 cm çapındaki başı ile 48-52 cm uzunluğundaki bedeninin çıktığı kanaldır.

Unutulmamalıdır ki vajunusmus ismi öyle olsa da bir vajina problemi değil, bilinç altı problemidir.

Cinsel ilişki sırasında kilitlenme oluyormuş”
Cinsel ilişki sırasında kilitlenme yani tıbbi literatürdeki adı ile “penis captivus” insanlarda değil, hayvanlarda (özellikle köpeklerde) olan bir fizyolojik olaydır. Erkek köpeğin penisinin dişi vajinasına spermleri bıraktıktan sonra döllenmenin olabilmesi için erkeğin prostat salgılarına ihtiyaç vardır, bu nedenle dişi köpeğin vajinası kasılarak penisi içeride tutar. Hayvanlarda son derce normal olan bu durum insanlarda asla görülmez. Ancak ilginçtir ki pek çok vajinismus hastası söz birliği etmişçesine böyle bir olayı bir yerlerden duyup korku olarak bilinç altına atmıştır (Belki de bu cinsel mit vajunusmusun sebeplerinden birisidir)

"İlk gecenin çok ağrılı ve kanamalı oluyormuş"
İlk gecede kişi kendini son derece rahat bıraktığı zaman kanama hiç olmayabilir veya çok az miktarda olabilir. Yine, ağrı da yok denecek kadar azdır veya hiç olmayabilir. Ama kendini sıkan/kasan kişilerde penisin içeriye girmesi sırasında yırtılmalara bağlı olarak ağrı ve kanamaların normalden daha fazla olması doğaldır.

İlk gecede kızlık zarının patlıyormuş"
Kızlık zarı patlayan, çatlayan, kırılan bir yapı değildir. Vajinal girişe 2 cm uzaklıkta yaklaşık olarak 2 mm kalınlığında son derece ince bir zardır. İlk ilişki ile birlikte hafif bir şekilde esnemeyle birkaç mm’lik yırtılma sonrasında bazen birkaç damla kan gelir, çoğu zaman ise hiçbir şekilde kanamaz.

"Kızlık zarının kesilmesi ile tedavi olunabilirmiş"
Maalesef pek çok jinekolog tarafından yapılan kızlık zarının kesilerek çıkarılması operasyonu (hymenektomi) vajinismusu tedavi etmez, tam aksine problemi daha da büyütür.

Kızlık zarı ameliyatla çıkartılan bir kadın durumunda hiç bir değişiklik görmeyince daha da hayal kırıklığına uğrayacak ve maddi-manevi olarak bir yıkımı yaşayacaktır. Çünkü vajinismus bir vajina veya kızlık zarı problemi değil, bilinç altı problemidir ve tedavi de bilinçaltındaki korkuların giderilmesine yönelik olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder