19 Nisan 2010 Pazartesi

VAJİNİSMUS NEDENLERİ








Vajinismus psikolojik ve organik nedenlere bağlı olarak gelişmektedir.

Orantısal olarak %90’nında psikolojik kaygılar yer alırken, %10’unda organik (psikolojik olmayan) nedenler bulunmaktadır.

Dolayısıyla, ağrılı cinsel ilişkinin nedeninin vajinusmus mu ya da diğer nedenler mi olduğu -tedaviye başlamadan önce yapılacak bir jinekolojik muayene ile- çok iyi tanımlanmalıdır. Böylelikle en uygun tedavi yaklaşımı da seçilebilecektir.

PSİKOLOJİK NEDENLER
Tüm vajinismus olgularının %90’ı psikolojik nedenlidir.

Vajinusmus bir “kaygı bozukluğu” olarak kabul edilmektedir. Kişinin kendisini koruması amacını güden vucudun bir savuma mekanizmasıdır aslında. Sorun ise kişinin bilinçaltında yatmaktadır.

Vajinusmus pek çok psikolojik sebep sonucunda gelişmiş olabilir:

Vajinismusa neden olarak geçmişte yaşanmış kötü cinsel tecrübe ya da bilinç altına kazınmış anlamsız korkular olabilir.

Psikolojik nedenler arasında çocukluktan kalma korkular, aşırı katı bir toplum düzeni içinde yaşama, katı ahlak kuralları ve tabular, suçluluk, ayıp, günah gibi kavramların bilinç altına yerleşmesi, cinsellik ve ilk cinsel deneyim konusunda yerleşmiş yanlış bilgi ve ön yargılar, bilinç altında penisin vücuda girişine karşı bir korkunun olması gibi nedenler vardır.

Genç kızlara küçüklüklerinden beri öğretilen "kızlık zarının çok değerli ve mutlaka korunması gereken bir yapı olduğu" düşünceleri ile cinsellik hakkında verilen katı öğretiler bizim toplumumuzdaki kadınlarda vajinismus gelişimindeki en önemli sebeplerdendir.

Özellikle aileleri tarafından bilinçaltına küçük yaşlardan itibaren işlenen “apış aranı ört kızım, ayıp”, “bisiklete binerken sakın buranı çarpma, aman dikkat et”, “bacaklarını kapat”, “erkeklerden uzak dur, sana kötülük yaparlar” gibi daha çoğaltabileceğimiz pek çok negatif telkin ilerleyen yaşlarda cinsel sorunlara yol açan en önemli faktörlerdendir.

Ayrıca çocukluk döneminde yaşanan kötü tecrübe ve anılar da (taciz veya tecavüzler, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumları) de vajinusmusa yol açabilir.

Özellikle Batılı ülkelerde vajinismusa en sık sebep olarak geçmişte yaşanmış bir takım cinsel tacizler, tecavüzler sayılsa da ülkemizde cinsellikle ilgili tabular, kültürel, ahlaki ve dini nedenler daha ön plandadır.

Daha önce hiç vajinismus problemi olmayanlarda yaşanmış kötü tecrübeler sonucunda da (doğum, düşük, kürtaj, hoyratça yapılan jinekolojik muayene gibi) vajinismus gelişebilir. (Sekonder vajinismus)

Çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri, ilk ilişki ile ilgili yanlış inanış ve önyargılar da beraberinde korku ve paniği getirerek vajinismusa yol açabilir. (Bilişsel eksiklik)

Bazen, önceden vajinusmus problemi olup ancak tam olarak tedavi olmamış kişilerde nüksler (problemin tekrarlaması) de oluşabilir.

Daha önce belirtildiği üzere vajinusmus hastalarında çoğu zaman derinlerde(bilinçaltında) cinselliğe ve cinsel ilişkiye yönelik kaygı-korkular yatmaktadır ve PC kaslarının kasılması, kadını bu korktuğu durumdan koruyan bir savunma sistemi gibi gibidir.

Bilinç altındaki gereksiz korkuları yenmek için kadının ve erkeğin rahatlatılması, gevşemesi, heyecan ve korkuları yatıştıracak ruhsal bir ortam oluşturulması için uygun psikolojik destek sağlanmalıdır.

Pek çok kadınlarda ise bu yukarıda sayılan nedenlerin hiçbirisi de olmayabilir. (Nedeni bilinmeyen veya belirlenemeyen vajinismus).

Merkezi’miz Hera Kliniğe vajinismus tedavisi için başvuran hastalarımın tamamına şu soruyu sorarım: “Daha önceden yaşadığınız ve sizde, işte bu yaşadığım olay bendeki bu problemime neden olmuş olabilir diye düşündüğünüz aklınıza gelen bir olay var mıdır?”. Çoğu zaman bu sorunun cevabı “hayır yok” olmuştur.

Çünkü yaşadığımız olayların çoğunu unutmuş görünsek de yaşadığımız olaylar aslında bilinç altımıza yerleşmekte, korku tohumları ve kaygılar orada depolanmakta ancak pek çok zaman problemin ortaya çıkması evlilik başlangıcındaki ilk geceye kadar ertelenmektedir.

Neyse ki, vajinismus sorununu çözmek için altta yatan neden veya nedenlerin tümünü bulmak şart değildir. Önemli olan "pelvik kas hafızasının yeniden oluşturulmasını" sağlamak ve cinsellikle ilgili gereksiz-yanlış korkuları yenmektir.

ORGANİK NEDENLER
%10 oranında vajinismus psikolojik nedenler sonucunda değil altta yatan organik bir patoloji sonrasında ortaya çıkabilir.

Vajinimusa neden olan organik nedenler arasında ;
Vulvar Vestibulitis Sendrom
PIH (Pelvik inflamatuar Hastalık)
Bartholin absesi ve kisti
Vajinal mantar enfeksiyonları (Candida vaginitis)
Doğuştan gelen anatomik engeller: Kısa ve kör vagina, vajina duvarında septum (perde), kalın ve geniş yapıda hymen (kızlık zarı) bulunmaktadır.

Vajinismusa neden olan organik nedenler bir jinekolog tarafından ilaç tedavileri veya basit ameliyatlar ile halledilebilir. Bu şekilde psikolojik tedaviye gerek kalmaksızın sorun da ortadan kalkacaktır.

Unutulmaması gereken nokta; vajinusmusun ilk olarak tanısının bir jinekolog tarafından yapılacak bir jinekolojik muayene sonrasında konulabildiğidir.

Kızlık Zarı ile ilgili nedenler vajinismusa neden olabilir mi?
EVET. Kızlık zarı problemleri vajinismusa en sık olarak neden olan organik nedenler arasındadır.

Kızlık zarının normalden kalın, sert ve yüksek oluşu cinsel penetrasyon sırasında penisin içeriye girmesine engel olarak cinsel ilişkiyi olanaksız hale getirebilir.

Maalesef pek çok hasta bu tür bir probleme sahip iken ve bu tür bir sorunun tek tedavi seçeneği basit bir cerrahi operasyon iken gereksiz yere aylarca psikoterapilerle maddi manevi yıkıma uğramaktadırlar.



Kliniğimize başvuran aşağıdaki hastamız A.L bunlardan yalnızca birisidir.

1.5 yıllık evli olan hastamız gittiği iki ayrı psikolog tarafından 10 ay boyunca pek çok cinsel terapi almasına rağmen sorununda en ufak bir azalma olmaması üzerine kliniğimize başvurmuştur.

(Resim 1. Yanda jinekolojik muayene sırasında neredeyse tüm vajina girişini kapatacak kadar yüksek kenarlı ve kalın kızlık zarı görülmektedir).





Yaptığımız jinekolojik muayene sonucunda hastada kızlık zarının yüksek kenarlı ve kalın olduğunu tespit ettikten sonra basit bir işlemle kızlık zarını çıkarttıktan sonra hastamıza uyguladığımız iki seanslık cinsel terapi sonrasında vajinismus sorunu ortadan kalkmıştır.

(Resim 2. Yanda hastanın operasyondan hemen sonraki hali görülmektedir. Kalın yapıdaki kızlık zarının çıkarılması ile vajinal giriş ortaya çıkmıştır).




Normalde vajinismus hastalarına kızlık zarı çıkartma işlemi (hymenektomi operasyonu) ancak bu tür gerekli durumlarda uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki ortada bir organik neden yokken yapılan cerrahi işlemler hastaya fayda değil zarar verir.

Diğer taraftan her türlü cinsel problemde kesin tanı için gidilecek ilk adres bu konuda uzman bir jinekoloğun muayenehanesidir. Tüm kadın cinsel fonksiyon problemlerinde (vajinismus, disparoni ve anorgazmi gibi) yapılan bir dakikalık basit jinekolojik değerlendirmeler gereksiz psikoterapilerin önüne geçebilmektedir.


Vaginismus için kimler risk altındadır?
Kişilik yapısı: Özellikle çocuksu, aileye bağımlı ve ruhsal organizasyonunu sağlıklı bir biçimde tamamlamamış kadınlar risk grubunu oluşturmaktadır. Bu gruptan da özellikle yüksek sosyo-ekonomik ve kültürel düzeye sahip kişilerde vaginismus probleminin ortaya çıkma olasılığı da artmaktadır. (Örneğin; Hera Klinik’te tedavi gören vajinismus hastalarımızın yaklaşık %90'ı en az lise veya üniversite mezunudur.) Bu saptama ilginçtir.

Yine kendi çalışmalarımıza göre kırsal kesimde vajinismus ise genelde bilgi eksiklikleri sonucunda görülmekte ve uygulanan bilişsel terapilerle sorun daha kısa yollu çözüme ulaşabilmektedir.

İyi kız olma sendromu: Ebeveynleri tarafından cinsel bilgiden tamamen yoksun bırakılan, hatta cinselliğin aile tarafından kötülendiği, kızlık zarının ise korunması gereken çok önemli bir bölge olduğu gibi mesajlar verilerek yetiştirilen genç kızların ilerleyen yaşamlarında vajinusmus, cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk, cinsel tiksinti ve orgazm olamama (anorgazmi) problemleri ortaya çıkmaktadır. Türk toplumunda oldukça yaygın olan, bu şekilde çevreleri ve aileleri tarafından yetiştirilen kızlarda gelişen bu probleme "iyi kız olma sendromu" denmektedir.

İyi kız olma sendromu özellikleri taşıyan kadınlarda cinsel ilişki “yalnızca kendi eşleri için gerekli bir iştir”, yani cinsellik kendisinin zevk alacağı bir işlevden çok "eşini mutlu edecek bir görev" olarak görülmektedir. Ayrıca yine Hera Klinik’te yaptığımız gözlemlere göre bu kadınlar kendi özel hayatlarında da son derece disiplinli, titiz ve mükemmeliyetçi kişilik yapısındadırlar.

Aile yapısı: Aile yapıları baskın ve disiplinli baba, pasif anne modeline sahip çocuklar da ileride vajinismus açısından risk altındadırlar.

Gebe kalma korkuları: Töresel veya dini yönden eğitimli kişilerde veya bekar olmasına rağmen erkek arkadaşı/ nişanlısı ile birlikte cinsel ilişkiyi deneme aşamasında olan bayanlar gebe kalma ve sonrasında kürtaj olma korkularından dolayı vajinismus problemi ile karşı karşıya kalabilirler.

Töresel ve dini baskılar: Cinsel bakışın son derece katı ve kurallara bağlı olan geleneksel çevrelerde, özellikle çocukluğunda katı dini eğitim alanlarda ileride vajinismus problemi riski bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmalara göre Hera Kadın Sağlığı Merkezi’ne şehir dışından hastaların başvurdukları illerin başında ilk sırada Konya gelmektedir.

Cinsel Mitler (Yalan ve Yanlışlar)
Çocukluk çağından kalma korkuları yaşayan bireylerde bu rahatsızlığın oluşması kolaylaşmaktadır. Korkular, en çok kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü bir penis yüzünden çok acı çekme, parçalanma, ölme korkularıdır.

Biz bu tür yanlış ve/veya abartılı inanış ve hurafelere "cinsel mit" adı vermekteyiz. Kişilerin bilinç altına yazılan bu tür yanlış ve abartılı düşünceler ileriki dönemlerde vajinismus için adeta bir zemin hazırlamaktadır.

Pek çok cinsellikle ilgili olay adeta "kulaktan kulağa oynarcasına" halk arasında anlatılırken değişikliğe uğramakta ve hiç bir şekilde gerçeği yansıtmayan uydurma mitler ortaya çıkmaktadır.


Halk arasındaki en sık olarak konuşulan cinsel mitler (hurafeler):
Kendi vajinasının normalden dar olduğu düşüncesi: "Benim vajinam çok küçük (veya çok dar) bu yüzden ilişkiye giremiyorum" diye bir kavram genelde yoktur, çünkü vajina oldukça esnek bir yapıdır ve doğumda bir çocuğun 10 cm'lik başını çıkaracak kadar genişleyebilir.

Bu kadınların hiçbir yapısal anormallikleri olmamasına karşın böyle düşünmeleri de doğaldır. Vaginismusun ortaya çıkışı genel olarak genital organların anatomik yapısıyla ilişkisizdir.

İlk gecenin çok ağrılı ve kanamalı olduğu düşüncesi:
İlk gecede kişi kendini son derece rahat bıraktığı zaman kanama hiç olmayabilir veya çok az miktarda olabilir. Yine, ağrı da yok denecek kadar azdır veya hiç olmayabilir. Ama kendini sıkan/kasan kişilerde penisin içeriye girmesi sırasında yırtılmalara bağlı olarak ağrı ve kanamaların normalden daha fazla olması doğaldır.

İlk gecede kızlık zarının patladığı düşüncesi: Kızlık zarı patlayan, çatlayan, kırılan bir yapı değildir. Vajinal girişe 2 cm uzaklıkta yaklaşık olarak 2 mm kalınlığında son derece ince bir zardır. İlk ilişki ile birlikte hafif bir şekilde esnemeyle birkaç mm’lik yırtılma sonrasında bazen birkaç damla kan gelir, çoğu zaman ise hiçbir şekilde kanamaz.

Penis Captivus (cinsel kilitlenme) olayı: İlginç olan cinsel mitlerden birisi de “penis captivus” olayıdır. Yani cinsel ilişki sırasında içeriye giren penisin, vajinadaki kasların kasılması sonucunda kilitlenerek dışarıya çıkamaması olayı.

Bu durum ağız birliği etmişçesine sanki vajinismus hastalarımızın yarısı tarafından ifade edilen cinsel bir korkudur ve en büyük hurafelerden birisidir. Çünkü insanlarda oluşması mümkün olmayan bu durum hayvanlarda (özellikle köpeklerde) son derece normal (fizyolojik) bir durumdur.

Hayvanlardaki penis captivus olayında, erkek köpeğin penisi dişi köpeğin vajinasına girdikten sonra boşalır (ejekulasyon). Vajina içine atılan spermlerin dişi vajinasından geçerek dişideki yumurtayı dölleyebilmesi için erkeğin prostat bezinden salgılanması gereken bir takım maddelere ihtiyaç vardır. Bu durumda dişi köpek vajinasını yaklaşık bir saat süreyle sıkarak erkek köpeğin penisinin dışarıya çıkmasına izin vermez ve böylelikle gebelik şansını arttırır. Bu şekilde bir hadisenin insanların üremesinde gereği olmadığı için görülmemektedir. Ancak arkadaşlar arasında fıkra gibi anlatılan bazı espiri veya şakalar insanların aklında bazı korkular oluşturarak sorunlara zemin hazırlamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder