5 Mayıs 2010 Çarşamba

Sfenoid Kamasi Kemik Temel Kemik

Temel Kemik, Kaması Kemik, Sfenoid

Kafa tabanının orta bölümünde, etmoid'le frontal'in arkasında temporal'le oecipital'in önünde bulunan bu kemik, tek olarak önden görünüşü ile kanatları açık bir yarasaya benzer. Bu kemiğin bir orta parçası, cisim (corpus); iki yanda ve bir altta olmak üzere üç çift çıkıntısı vardır. Biz burada sırasiyle; 1) cisim (corpus), 2) küçük kanatlar; 3) büyük kanatlar; 4) Kanatsı çıkıntı gözden geçireceğiz.

1) Sfenoid cismi; Düzensiz ve kübik olan cismin altı yüzü vardır.
Üst yüzü; Bu yüzün ortasında bulunan enine oluğa sulcus opticus adı verilir ki, bu sülcus'un sonu, iki yanda, canalis fasciculi optici ile uzanır. Bu oluk cismin üst yüzünü ikiye ayırmış gibidir, ön bölümü enine düz ve dörtgen biçiminde olup planımı sphenoideum adı alır; bu düz alanın yanlan küçük kanatlarla uzanır, planum ile sulcus arasındaki kenara linibus sphenoideus denir.
Üst yüzün oluğun arkasında kalan parçası eğer biçiminde bir çukurluk gösterir ki fossa hypophiseos veya türk eğeri denen bu çukur içinde hipofiz yerleşir. Bu çukurla öndeki sulcus opticus arkasındaki enine çıkıntı tuberculum sellae adı alır. Bu enine tüberkülün iki yanlarındaki küçük çıkıntıya orta sfenoid çıkıntısı veya processus sellae medius denir. Üst yüzde sella turcica'yı arkadan sınırlatan bir çıkıntı daha vardır. Enine durumda olan bu çıkıntının iki uçları klinoid arka çıkıntılar veya processus dorsi sellae adı alır. Dorsum sellae adı alan enine çıkıntının ön yüzü, hipofiz çukurunu yapmaya yardım ettiği halde arka yüzü iskelette occipital kemiğin clivus'u ile uzanır.

Hipofiz çukurunun yanlarında, önden arkaya ve yukarıdan aşağıya doğrultuda olan oluk sulcus caroiicus adı alır.

Ön yüz; Burun boşluklarının tavanının arka bölümünü yaparı bu yüzde yukarıdan aşağıya doğru:
1) Orta çizgide spina ethmoidea adı verilen ve etmoidin enine laminasının ön ucu ile eklem yapan bir çıkıntı. Yanlarda yine aynı laminanın ön ucunun yanları ile eklem yapan pürüzlü bir bölüm görülür ve burası küçük kanatların ön kenarı ile uzanır.
2) Ortada yukarıdan aşağıya doğru bir ibik vardır; bu ibiğin çıkıntılı olan alt kısmına rostrum sphenoideum adı verilir; bu ibik etmoidin lamına medlana'sının arka kenarı ile birleşir.
3) Rostrum'un yanlarında sfenoid sinusunun delikleri bulunur.
4) Daha yanlarda etmoid'in yan kitlelerinin arkasındaki yarım hücrelerle birleşerek onu tamamlayan yarım hücre çukurlukları görülür.

Alt yüz; Bu yüz burun boşlukları tavanının en arka parçasını yapar, bunun üzerinde rostrum'un aşağı doğru devamı olan ibik bulunur. Cismin alt yüzündeki bu ibik iskelette vomerin üst kenarındaki kanatlar allae vomeris içine girer.

Arka yüz; Bu yüz, aşağıda artkafa kemiğinin, pars basialis'i ile iskelette birleşmiş olup Clivus'u meydana getirirler. Burada bu iki kemiği birbirinden ayırmak için kesilişten meydana gelen yüz vardır. Arka yüz yukarda dorsum sellae ile uzanır.

Yan yüzler;Bu yüzlerden yukarıda ve önde olarak küçük kanatlar aşağıda ve arkada büyük kanatlar doğarlar. Cismin yan yüzlerinde bu iki kanat arasında kalan ve fissura orbitalis cerebralis adı alan yarığın geniş olan içyan ucu vardır.

Küçük kanatlar, üçgen şeklinde tepesi dışyanda yatay durumda iki lam olup, tabanı sfenoid cisminin yanlarının ön bölümüne iki kökle birleşiktir. Bu köklerden öndeki kalın olup sfenoid cisminin üst yüzündeki planum ile uzanır. Arka kök daha ince olup hipofiz çukurunun ön ve yanlarında gösterdiği çıkıntı, ön klinoid çıkıntı adı alır. Ön ve arka, her iki kök arasında 5 mm. çapında ve uzunluğunda bir kanal bulunur; içinden görme sinirinin geçtiği bu kanala canalis fasciculi optici denir.


Küçük kanatların üst yüzü düz ve kaypaktır; alt yüzü orbitanın üst duvarının en arka bölümünü yapmakta olup üzerinde canalis fasciculi optici'nin orbitaya açılan deliği vardır.
Küçük kanatların ön kenarı pürtüklü olup frontalle birleşir. Arka kenarları serbest olup içyanda ön klinoid çıkıntılarla birleşir. Küçük kanadın tepesi ince olup fissura orbitalis cerebralis'in ucuna kadar uzanır.

Büyük kanatlar; sfenoid cisminin yanlarının arka bölümünden başlayarak, önce arkadan öne, sonra aşağıdan yukarıya daha sonra içyandan dışyana doğrultuda görünürler. Kuş kanadını andıran bu kanatların bir kafaiçi bir kafadışı iki yüzü, içyan ve dışyan iki kenarı vardır:
Kafaiçi yüzü; konkavlığı arkaya ve yukarıya bakarı bir çukurluk gösterir. Burada büyük kanadın, cismin yan yüzüyle birleştiği hizada önden arkaya doğru üç delik görülür:

1) Yuvarlak kanal; İçinden üst çene siniri geçen bu kısa kanal fissura orbitalis cerebralis'in. yan ucunun hemen arkasındadır.
2) Oval delik; Ötekinin bir santim kadar arkasında ve biraz dışyamnda olan bu delik dikey bir durumda olup içinden alt çene siniri ve arteria meningica accessoria geçer.
3) Küçük yuvarlak delik (Foramen spinae); Oval deliğin 2-3 santim arkasında ve dışyamnda olup içinden arteria meningica media geçer.

Her zaman görünen bu üç delikten başka arasıra rastlanan iki delik daha vardır:
1) Oval deliğin önünde ve içyanında bulunan Vesalius deliği.
2) Arnauld kanalı olup oval deliğin içyamnda ve arkasındadır. Bunların birisinden anastomotik bir ven, ikincisinden küçük bir sinir geçer.

Kafadışı yüzü; biri öne ve içe bakan dörtgen biçiminde; öbürü öne ve yukarıdan aşağıya ve arkadan öne, doğrultuda dışyana ve öne bakan; sonra önden arkaya doğrultuda ve aşağıya bakan iki ayrı yüz gösterir. Bu yüzlerden birincisi facies orbitalis alae magnae olup orbitanın dışyan duvarının meydana gelmesine yardım eder. Bu dörtgen, biçimindeki yüzün alt kenarı processus pterygoideus'la beraber bu çıkıntı ile yüz arasında sınır olan alt kenarı, fissura orbitalis sphenoma-xillarisin üst kenarını yapar. Bu yüzün üst kenarı frontalin facies orbitalis'inin arka kenarı ön kenarı, elmacık kemiğinin facies orbitalis'i-nin arka kenarları ile eklemleşir; arka kenarı ise fissura orbitalis cerebralis'in alt kenarını yapar.

Uzunluğuna olan ikinci yüz crista infratemperalis denilen enine bir ibikle ikiye ayrılır; üst bölümü fossa temperalls'i yapmaya yardım eder; alt bölüm fossa infratemporalisin tavanını yapan facies infratemporalistir.

Kenarlar; Büyük kanadın biri iç biri dış yanda olan iki kenarı vardır:
İ ç y a n k e n a r ı na önden arkaya doğru bakarsak; önce bu kenarın fissurc orbitalis cerebralis'in alt kenarını yaptığını sonra sfencid cismi ile birleştiğini daha sonra yana ve arkaya doğru yönelerek orada iskelette foramen lacerum'un dışyan kenarını yaptığını ve sonra temporalin pyramis'i ile birleştiği görülür.

Bu kenarın sonuncu parçasında önden arkaya ve dıştan içe doğru görülen oluk Eustacfıi borusuna uyar.

Dışyan kenar; yukarıya ve arkaya bakan bir ayça şeklinde olup temporalrı skuaması ile birleşir.
Büyük kanadın dışyan ve içyan kenarlarının önde birleşmesinden meydana gelen sivrilik angulus parietalis adı alarak iskelette parietalle temporal araşma girer; bu iki kenarın arkada birleşmesinden meydana gelen sivrilik spina ossis sphenoides adı alarak temporalin piramis parçası ile skuama parçası arasına girer.

Kanatsı çıkıntı; Sfenoid cisminin alt ve yanlarından başlayan ve üst yanda büyük kanatlarla birleşik olan bu çıkıntının iki kökü olup her iki kök üzerinde birer kanal vardır; Kanatsı çıkıntıyı cisme birleştiren kök üzerinde canalis pterygoideus Vidii, onu büyük kanada birleştiren kök üzerinde canalis rotundus.

Kanatsı çıkıntının bu iki kökünün ön yüzü, iskelette fossa pterygo-palatina'mn arka duvarını yapar kî üzerinde demin söylediğimiz iki kanalın ön delikleri görülür.
Pterygoîd çıkıntı köklerin altında iki lamina gösterir: içyan ve dışyan lamina. Dışyan lamina daha incedir. Bu iki kanat, yukarıda, ön kenarları birbirleriyle birleşerek açıklığı arkaya bakan bir çukur, fossa pterygoidea'yı yaparlar. Yarı alt bölümlerinde her iki kanat birbirlerinden uzaklaşarak meydana getirdikleri çentik incisura pterygoidea adı alır ki iskelette damak kemiğinin processus piramidalis'i bu açıyı kapatacaktır.

Kanatsı çıkıntının ön yüzü iskelette fossa pterygo-palatina'nın arka duvarını yapmaya yardım eder.

İç y a n yüzü; Bu yüzün büyük bir kısmının, iskelette burun boşluklarının dışyan duvarının en arka bölümünü yaptığı gibi alt ve ön bölümü de damakkemiğinin dikey laminasının arka kenarı ile birleşir. Bu yüzün üst nihayetinden doğan ve içyana kemiğin cisminin alt yüzüne doğru ilerleyen çıkıntı processus vaginalis adı alır ki serbest bir halde sonlanan bu laminanın ucu ile kemik cisminin alt yüzü arasında, meydana gelen derince oluk, bazan bir kanal haline geçebilir (canalis basi pharyngicys). Processus vaginalis'in alt yüzünde bazan kanal haline geçen bir oluk yardır ki buna da canalis pharyngicus adı verilir.

Dışyan yüz; Bu yüz iskelette fossa infratemporalis'm içyan duvarını yapmaya yardım eder.
Arka yüz; Fossa pterygoidea'nın bulunduğu bu yüzün en üst ve içyanında kayık biçiminde ve vakandan aşağı uzunlukta bulunan çukurcuğa fossa scafoides denir.
Pterygoid çukuru yanlarda pterygoîd laminalarının arka kenarları ile sınırlıdır. Lamina medialis'in arka kenar üzerinde ve yukarıda görülen çentik Eustachi borusuna uyar. Bu kenarın alt ucunda da konkavlığı yukarıya bakan çengel biçiminde eğrilmiş bir sivrilik vardır ki buna lıamulus pterigoideus adı verilir.
Dış laminanın arka kenarının orta kısmının üzerinde görünen diken şeklindeki sivrilik Civinini dikeni adı alır.
3) İkincisinin yanlarına asılı iki yan kitle.

1. Dikey lamina; Kalbursu lamina ile eşit olmayan iki parçaya, yukarısındaki bölümü kafa boşluğuna doğru çıkıntı yapmış olup horoz ibiği anlamına crista galli adı alır; öbür bölümü iskelette burun boşluklarının iç duvarının bir parçasını yapar ki asıl buna lamina medlana, veya lamına perpendicularis denir.

Crista galli, üçgen biçiminde olup tepesi künttür; tabanı kalbursu lamina ile birleeşir, yan yüzleri yanlara doğru konveksdir; ön ve arka kenarları yukarıdan aşağı doğru eğiktir.

Lamina medlana, ince dörtgen biçiminde olup yan yüzlerinde piyesde içinden damar ve sinirlerin geçtiği olukçuklar vardır. Ön üst kenar iskelette, yukarıda fronîalin spina nasalis'i ile aşağıda burun kemikle-riyle birledir. Ön aît kenarı burun kıkırdaklarından cartilago septodor-salis'in bölme (septal) parçası ile; arka kenarı yukarıda crista spenoidea ile aşağıda vomerle; üst kenarı da etmoidin yatay parçası ile birleşir.

2. Yatay lamina. üzerinde birçok delikler olduğu için kalbursu lamina adı almıştır. Bu lamina, uzunluğuna dörtgen biçiminde olup, üst yüzü ortada crista galli ile birbirinden ayrılmış önden arkaya iki oluk biçiminde olarak tabanının yapısına girer. Bu kalbursu lamina üzerindeki deliklerin sayıları önden arkaya daha fazla olduğu halde çapları aksine, önde daha azdır. Bunların çoğunun içinden koku siniri iplikleri geçer.
Yalnız önde biri crista galli'nin yakınında, öbürü bunun biraz dışyanmda olan iki delikten birincisi içinden dura mater uzantısı ikincisinden de nervus ophtalmicus'ım burun dalı geçer. Kalbursu laminanın alt yüzü burun boşluklarının tavanını yapar.

3. Yan kitleler; Enine laminanın yan kenarlarına asılı olan bu kitleler, göz çukurları ile burun boşlukları arasındadır. Bu kitleler düzgün olmayan kübik biçimde kabul edilebilir. Bu halde altı yüz
söylenebilir.

Üst yüz; İçyanda kalbursu lamina ile uzanmış olup üzerindeki çukurcuklar şeklinde bulunan yarım hücreler, frontalin eş yarım hücreleriyle birleşerek tam hücre yaparlar Üst yüzde biri önde öbürü arkada ikisi dıştan içe arkadan öne iki oluk şeklinde, yarım kanal vardır ki frontalde göreceğimiz yarım kanallarla birleşerek önde canalis orbitocranialis arkada canalis orbito-ethmoideus'u meydana getirirler; bunlar orbitayı kalbursu laminanın üst yüzü hizasında kafa boşluğuna birleştirir.

Ön yüz; Bu yüz iskelette unguis'in içyüzünün yukarı bölümü ile ve üst çene kemiğinin frontal çıkıntısının içyüzü ile birleşir. Bu yüzdeki yarım hücreler tam hücre haline geçerek etmoidin ön hücrelerini meydana getirirler.

Alt yüz; Bu yüz çok dar olup aşağıya ve dışyana bakar, önden arkaya doğru üst çene kemiğinin içyüzü ile ve damak kemiğinin orbital çıkıntısı ile tam hücre haline sokulurlar.
Arka yüz; Bu yüz sfenoid cisminin ön yüzü ile birleşmiş olup buradaki yarım hücreler de bu suretle tam bir hücre haline gelirler.

Dışyan yüz; Bu yüz dörtgen şeklinde olup üzeri kaypak ve dikey durumdadır, bu yüzün düzlüğünü ve kaypaklığını meydana getiren bu ince kemik lamı os planum veya lamina papyracea adı aldığı gibi orbi-tar.m içyan duvarının büyük bir kısmını meydana getirir.
içyan yüz; Bu yüz çok düzensiz olup, üzerinden konveksliği içyana bakan bir takım kıvrık kemik lamelleri doğar. Dışyandan içyana doğru kendi üzerlerinde kıvrılan bu kemik lameller üst ve orta boynuzcuk adı alır. Her iki boynuzcuk bitişik olan üst kenarı ile etmoidin yan kitlelerinin içyan yüzüne yapıştığı halde diğer kenar serbest olup iskelette burun boşluklarının dışyan duvarında bulunurlar.

Üst konka alttakınden daha küçük olup bunun üst ve arkasındadır; bazan üst konkanın da üstünde fazladan bir küçük konka daha bulunabilir.

Boynuzcuk kemikleri yan kitlelerin içyan yüzü arasında üst ve orta mea adı alan aralıklar vardır. Meaların dışyan yüzlerinde etmoid hücrelerin açıldığı delikler görülür.

Orta meanın ön ucundan yukarıdan aşağıya ve önden arkaya doğru eğik kılıç biçiminde olan uzantıya poccessus uncinatus denir. İskelette üst çene kemiğinin sinüsünün ağzını daraltan bu kılıçsı çıkıntı aşağıda alt ve üst iki lamele ayrılır; attaki, alt konkanın etmoid çıkıntısı ile birleşir, üstteki arkaya doğru incelerek üst çene sinüsünün deliği üzerinde serbest uçla sonlanır. Kılıçsı çıkıntının arkasında orta meanın dışyan yüzü bir kabartı gösterir ki buna bulla ethmoidea denir.
Bulla ile orta mea arasına, etmoid hücreleri; bulla ile processus uncinatus arasındaki açıklığı arkaya ve yukarıya bakan yarım ay şeklindeki yarığa (hiatus semilunaris); aşağıda, ön etmoid hücrelerinin bir kısmı ile iskelette sinüs nıaxillaris'in daralmış deliği; hiatus semüunaris'in üstüne de sinüs frontalis'i orta meaya birleştiren ve infundlbulum veya naso-frontal kanal adı alan yol üzerindeki konik şekilde görünen etmoid hücresinin deliği açılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder