21 Nisan 2010 Çarşamba

Dissosiyatif bozukluklar

DİSSOSİYATİF BOZUKLUKLAR
A- Dissosiyatif Amnezi: Organik bir arızaya dayanmayan ve aniden gelen geniş boyutlu bir unutkanlık halidir. Bir kaza sırasında bütün aile fertleri ölüp sadece kendisi kurtulan kişi, belli bir zaman süresi içinde hiçbir şey hatırlamayabilir. Bu hatırlayamama durumu, bazı şeyleri hatırlayıp bazılarını hatırlayamamak şeklinde de ortaya çıkabilir. Unutkanlık hali genellikle aşırı bir psikolojik yüklenme sonunda kendisini gösterir. Tecavüze maruz kalan bir genç kız, silah tehdidi ile kaçırılan bir çocuk, doğal afetlerde veya harpte pek çok ölü gören şahıs, eşi tarafından aniden terk edilen erkek veya kadın, kabullenemedikleri bu aşırı yüklenmeler sebebiyle birden bire hafıza kaybına uğrarlar. Unutkanlık, tıbbi bir müdahale gerektirmeden kendiliğinden birkaç gün sonra aniden iyileşir. Bir iz bırakmaz ve tekrarlamaz.
Unutkanlık sırasında kişi şaşkın, maksatsız olarak gezinip durur. Kişi unutkanlığına karşı lakayt davranır.

B- Dissosiyatif Fugue: Organik bir arızaya dayanmaksızın kişinin evini ve işyerini terk ederek yeni bir kimliğe bürünmesi halidir. Ne aile üyelerini nede iş yerindeki arkadaşlarını tanımamaktadır. Takındığı yeni kimlik, eski kimliğine kıyasla iddialı ve gösterişli bir kimliktir. Çoğu vakalarda hasta kendisine yeni bir isim ve oturacak yeni bir ev bulur. Akıl bozukluğunu gösterir işaretlere rastlanmaması, şaşkınlık ve gelişigüzel dolaşmaların görülmeyişi dissosiyatif fugue‘nin tipik karakteridir. Bu hastalık geçicidir. Psikolojik yüklenmeler sırasında ortaya çıkar. Birkaç gün, nadiren de birkaç ay sürebilir. İyileşmeden sonra, hasta fugue sırasında olanları hatırlamaz. İz bırakmaz ve tekrarlamaz.

C- Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (Çoğul Kişilik) : Esas kişilikle beraber, her biri belli zamanlarda vücuda hakim olan kendilerine göre mizaçları, davranışları, sosyal münasebetleri ve hatıraları bulunan alt kişiliklerin ortaya çıkması halidir. Esas kişilik genellikle diğer kişiliklerden habersiz iken, alt kişilikler birbirinden haberdardır.
Alt kişilikler, esas kişiliğin tam aksi özelliklere sahiptirler. esas kişilik, sessiz sedasız, içine kapanık, ahlaklı biri iken, diğer kişilikler dışa dönük, serbest, eğlenceyi seven tiplerdir. Esas kişilikten farklı bir isim ve soyadı taşırlar.
Çoğul kişilik bozukluğu çoğu zaman ergenlik çağında ortaya çıktığı, parçalanmış ailelerde, kimsesiz ve terk edilmiş çocukların yetiştiği yurtlarda sık görüldüğü bilinmektedir. Alt kişilikler, genellikle aşırı psikolojik yüklenmeler sırasında ortaya çıkmakta, bir kişilikten öbürüne geçişler hızlanmaktadır. Genç kızlarda ve kadınlarda görülme oranı daha yüksektir.

D- Depersonalizasyon :
Şizofreni, epilepsi, madde kullanımı bozukluğu, saf nörotik bozukluk ve organik beyin sendromları ile ilgisi olmayan, tamamen psikolojik sebeplerden kaynaklanan ve geçici olarak ortaya çıkan “kişinin kendine yabancılaşması” halidir. Kişi tümüyle veya kısmen vücudunu, kendi kimliğini, bir varlık olduğunu şüphe ile karşılamaktadır. Kendisinin bir makine veya robot olduğunu sanmakta; bir rüyada yaşıyormuş gibi hissetmektedir. Bazen kendini uzaktan idrak etmekte, vücut boyutlarının değiştiğini görmektedir. Bariz bir komplikasyona sebep olmadan kendiliğinden kaybolan bu “kendine yabancılaşma” kişinin aile ve iş hayatındaki münasebetlerini bozmaz.
Kendine yabancılaşma bozukluğu sırasında baş dönmesi, depresyon, sıkıntı, deli olma korkusu, zaman-mekan ve kişiliğe ait bilgilerde hatırlama güçlüğü sık görülen komplikasyonlardır.

E- tipik Dissosiyatif Bozukluk:
Kişinin arzusu dışında ağır bir eğitime, yoğun telkine, beyin yıkamaya, tek kişilik hücreye kapatılmaya, işkence veya tehdidi ile konuşturulmaya zorlanması halinde ortaya çıkan düşünce reformlarına Atipik Dissosiyatif Bozukluk denir. Kişi kendisine zorla teklif edilen yeni kimliğe mecburen adapte olmaya çalışırken korkunç iç çatışmalarına maruz kalır. Eski kişiliğine, kültürüne, inançlarına ters düşen bu yeni ve yabancı ortam ruhsal dengesini altüst eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder