20 Nisan 2010 Salı

Yaşlanma süreci

Yaşlanma süreci doğduğunuz andan itibaren başlar ve hiç ara vermeden devam eder. İnsanlar ancak 65 yaşından sonra bedenlerinin ne kadar yaşlı göründüğü ve değiştiğiyle çok fazla ilgilenmeye başlarlar. 65 yaşında olduğu halde 45 yaşında gösteren insanlar olduğu gibi 65 yaşında olduğu halde 85 yaşında gösteren insanlar da vardır. Bu tip farklılıklar insanların genetik yapıları, özgeçmişleri ve beslenmeleri, egzersiz alışkanlıkları ve yaşadıkları sıkıntılardaki büyük farklılıklardan kaynaklanır. Altmışlı, yetmişli ve seksenli yıllarda size neler olabileceğini önceden kestirmek mümkün değildir, çünkü siz, eşiniz, ebeveynleriniz, komşularınız ve diğer herkesten farklısınız, öte yandan yaşlı insanlara ilişkin istatistikler incelenerek ortalama bir insan ömrünün tanımı yapılabilir. Bundan sonraki sayfalarda bu süre içinde olması beklenen fiziksel değişiklikler ele alınacaktır. Son olarak da, kendi başına yaşayabilme ve bunun en üst düzeyde beden ve ruh sağlığıyla sürdürülmesi konusuna değinilecektir.

Yaşlanma İle İlgili İstatistikler:
Yaşlı insanlar her zaman var olmuştur. Bunu iskelet kalıntılarından olduğu kadar eski yazılardan da biliyoruz. Ancak oldukça yakın bir zamana kadar yaşlı insan sayısı çok fazla değildi. Hastalıklar yaygın, tıp geri ve beslenme çok kötüydü ve pek çok insan 65 yaşın üzerine çıkamadığı gibi, bizim orta yaş(40 ile 65 yaş arası) dediğimiz yaşlara kadar bile yaşayamıyordu. 1841 yılında doğan bir kadın için ortalama yaşam süresi 42, bir erkek için 41 idi. Bugün ise bu süre kadın için 76, erkek için 72'dir. Bunlar, tüm yaşam dönemlerindeki ölümlerin ortalama değerleridir. 65 yaşına ulaşan insanların yaşam dönemlerine bakmak daha anlamlıdır. Maksimum yaşam süresi 115 yaşına kadar yaşadığı kayıtlı ve doğrulanmış birkaç istisna durum dışında 100 yıldır. Günümüzde 65 yaşındaki bir erkeğin yaklaşık 13, aynı yaştaki bir kadının ise yaklaşık 18 yıl daha yaşaması beklenebilir. 75 yaşındaki bir kadın için yaklaşık 12, aynı yaştaki bir erkek için ise yaklaşık 9 yıllık bir yaşam süresi daha öngörülebilir.

Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşarlar. Bu durum, tam olarak anlaşılmamış biyolojik, genetik ve çevresel faktörlerin ortak etkilerine bağlı gibi görünmektedir. Yaşam sürelerinin daha uzun olması nedeniyle kadınların 65 ve üzerindeki insanlardaki oranı daha genç yaş gruplarındaki oranlarına göre daha fazladır. Günümüzde pek çok insan daha ileri yaşlara ulaşmakta ve iyi bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler. ABD'nde her gün yaklaşık 5000 kişi 65 yaşına ulaşmakta ve 65 yaşındaki yaklaşık 3600 kişi ölmektedir. Günde 1400 kişilik bu net artış toplumun yapısını değiştirmektedir. Ve bu yaşlı insanlar arasında 75 yaşının üzerindekiler en hızlı artan grubu oluşturmaktadır.

Bu yaş grubundaki insanlar Avrupa'da biraz daha fazladır. Japonya'da ABD'dekinden daha düşük orandadır. Gelişmekte olan ülkeler çok daha düşük bir yaşlı nüfus oranına sahiptir, örneğin Mısır'da nüfusun sadece %6'sını yaşlılar oluşturmaktadır. Nijerya'da ise bu oran %2'dir. Geçen yüzyılda bu oran ABD'de de %2 idi. En azından endüstrileşmiş ülkelerde yaşlı insan grubundaki artışın süreceğini tahmin edebiliyoruz. Tıpta bu yaş grubundaki insanların hayatını uzatacak bir ilerleme olmayacağını düşünsek bile, var olan nüfusun büyük bir bölümü ileri yaşlara ulaşmak üzeredir. 2011 yılında savaş sonrasının çocukları 65 yaşını aşmaya başlayacaktır. O yıl ve onu izleyen her 20 yıl için yaşlı nüfusun her yıl yaklaşık 1 milyon artmasını bekleyebiliriz. Başka bir deyişle, 65 yaşının üzerindekiler gittikçe büyüyen bir grubun üyesidir. Yaşlı nüfustaki artış ve bu yaş grubundaki hastalıkların genç yaş gruplarına göre daha fazla olması nedeniyle çocuk hastalıkları ve doğum dışında tıpta artık yaşlı insanlar da özel bir ilgi alanı olmuştur. Doktorunuz da yaşlıların sorunlarıyla ilgilenmeye alışmaktadır. Ve her gün daha uzun ve sağlıklı yaşamaya ilişkin keşifler yapılmaktadır.

Fiziksel Değişiklikler:
Eski bir deyiş olan "Hissettiğiniz Yaştasınız" sözü büyük ölçüde doğrudur. Ciddi hastalıkları ve başka sorunları olmadığı sürece insanlar yaşlansalar da kendilerini gençliklerinden gibi hissederler. İnsanın ruhu değil bedeni değişikliğe uğrar. Bedendeki değişiklerin derecesi büyük oranda farklılıklar gösterir. 60'lı yaşlarda ve 70li yaşların başında olan insanlar düzenli olarak egzersiz yapabilirler. Kondisyonu iyi olan yaşlı bir sporcunun kalp, akciğer ve kasları pek çok genç insanınkinden iyi durumdadır. Ayrıca, bu insanlar spor yapmayan gençlerden çok daha enerjik olurlar. İleri yaşlarda, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, yeterli dinlenme, dengeli beslenme ve alkollü içki tüketiminde aşırıya kaçmama ile sağlanan zindelik ve kuvvet, 30 yaşında, sigara içen, aşırı kilolu ve tembel bir hayat sürenlerinkinden çok daha fazladır. Sağlıklı olmak ileri yaşlarda cinsel yaşamınızı sürdürebilmenize de katkıda bulunabilir.

İleri yaşlarda vücuttaki genel değişiklikler nelerdir?
Orta yaşlarda başlayan vücut değişiklikleri devam eder. Kalp, akciğer, mide ve diğer iç organlar etkinliklerini kaybetmeye başlarlar. Kondisyona bağlı olmaksızın en iyi sporcular bile, daha önceki yıllardaki fiziksel yeteneklerini kaybederler. Kaslarda doku ve güç kaybı olur, kemikler küçülür ve hafifler. Yoğunluğu azalan kemikler daha kolay kırılır ve daha uzun sürede iyileşir. Hareketler yavaşlayabilir. Saçlar grileşip, incelebilir. Yıllardır bizi dış etkilerden koruyan derimiz kırışır ve esnekliğini kaybederek sarkar. Görme ve işitme azalmaya başlar. Erkeklerde prostat sorunu, kadınlarda alt karın kaslarının organlara desteğinin kaybı ve iki cinste de görülen idrar ve dışkı kaçırma sık görülen ve ilgi gerektiren sorunlardır.

Bağımsızlığın Kaybedilmesi:
İleri yaşlarda alışılması gereken en zor durumlardan biri, bazı insanlarda görülen bağımsızlığın kaybedilmesidir; ancak çoğu insan kendi kendine yaşayabilme yeteneğini kaybetmez ya da en azından tamamen kaybetmez. Günümüzde bir huzurevine taşınmak bağımsızlığın kaybedilmesini sembolize etmektedir. 65 yaş ve üzerindeki birçok insan huzurevlerinde yaşamaktadır. Ancak bunlar genelin çok az bir kısmını oluşturmaktadır. Eğer yardıma ya da yaşamınızda yeni düzenlemeler yapmaya gereksinim duyarsanız önünüzde pek çok seçenek vardır.

65 Yaş ve Üzerinde Neler Yapılmalı
1- Mümkünse giriş katında daha küçük bir yere taşının.
2- Evinizde düşmenizi önleyecek ve yaşamınızı kolaylaştıracak özel düzenlemeler yapın.
3- Ev bakımı, bakıcı hemşire ve evlere yemek servisi gibi kolaylaştırıcı hizmetlerden yararlanın.
4- Emeklilerin yaşadığı, yemek ve gerekli hizmetlerin bulunduğu bir bölgeye taşının.
5- Size eşlik ve yardım edecek bir insan bulun.
6- Yaşlılara geçici ya da sürekli bakıcılık hizmetleri sunan özel kurumlara taşının. Buralarda kendi kendine bakım ve her türlü bakım hizmeti için gerekli olan düzenlemeler yapılmıştır.
7- Günlük tıbbi bakım gibi hizmetlerden yararlanın.
8- Ailenizin yanına taşının ya da onların sizin yanınıza taşınmasını sağlayın.
9- Mümkünse ücretli bakım hizmetlerinden yararlanın.
10- Bir yaşlı insanla birlikte yaşayın ya da evinizi daha genç bir insanla paylaşın.

Seçeneklerin hepsi bu kadar değildir, gereksinimler değiştikçe olanaklar da değişir, örneğin kimi insan için özgürlük kitap okuyacak zamanının olması ve iyi bir kitap kaynağının bulunması, başka biri için kimseden emir almamak anlamına gelir. Çoğu içinse ayağa kalkma, dolaşma, iş yapma, arkadaşlarıyla birlikte olma, telefon görüşmeleri yapma, dışarıya çıkma ve önemli sayılan etkinlikleri yapma özgürlüğüne sahip olma anlamına gelmektedir. Yaşamınızda değişiklik yapmadan önce "bağımsızlık" kavramının sizin için ne ifade ettiğini düşünün. Yaşlanmaya uyum sağlamak ve bağımsızlığınızı korumak için var olan hayatınızda çok az değişiklik yaparak yeni yaşamınıza uyum sağlayabilirsiniz. Öte yandan, çok fazla yardıma, özellikle sürekli bakıma ihtiyacınız varsa başka birisinin desteği gerekir. Bu, bağımsızlığınızı kısıtlasa da yapılacak en akılıca şey olabilir.

Huzurevlerine başvurun:
Eskiden buralar "son durak" olarak kabul edilirdi, oysa günümüzde doktorlar, felç, kalça çıkığı veya diğer kötü durumların nekahet sürecinde, çoğu kez bir huzurevinde kalmayı öneriyorlar. Bu kişilerin çoğu bu dönemi tamamladıktan sonra huzurevlerinden ayrılmaktadır. Bağımsızlığınızı tehdit eden diğer bir durum da araba kullanamama olasılığınızdır. Yaşlandıkça refleksleriniz de yavaşlar. Daha da önemlisi, acil olanla uğraşmak yüzünden, aynı zamanda ortaya çıkan sorunlarla bir arada baş etme yeteneğiniz kaybolur, sonuç olarak sorunları çözebilme yeteneğiniz azalır. Görme keskinliğinin azalması ve gece görmesinin bozulması bu yetersizliği daha da arttırır. Bu durumda önce geceleri, sonra otoyolda ve en sonunda yakın çevre de bile araba kullanmayı bırakmak durumunda kalırsınız. Ancak bazen kendi kendinizin düşmanı olabilirsiniz. Pek çok insan için araba kullanmayı bırakmak hayattan vazgeçmek anlamına gelir. Eğer yetenekleriniz azaldıysa araba kullanmaktan vazgeçmek trajik bir trafik kazasını önleyebilir.

Yaşlıların Özel Sorunları:
Sağlık sorunları her yaşta görülse de, bazıları yaşlılarda daha yaygındır. Bunlar Alzheimer hatalığı, görme ve duyma problemleri ve hareket bozukluklarıdır. Bu bölümde yaşlılarda görülen birçok sorun ele alınmaktadır. Bunlar herkeste görülen sorunların listesi değildir. Yaşlanma, bedenin tükenme sürecidir. Bu sorunlar çok fazla olduğundan bir kısmına değinmeyeceğiz. Bunlar çoğu kez kolayca önlenebilen ve kişiyi aciz bırakmayan problemlerdir.

Yaşlılara Kötü Muamele:
Burada kötü muamele kurbanların bağımlı oldukları kişiler tarafından sürekli kötü söze maruz kalması, belirgin bir düşmanlığa, hakarete uğraması, itilme, dövülme ve cinsel tecavüze uğraması anlamında kullanılmaktadır. Amerikan Tıp Demeği'ne göre 65 yaş ve üstündekilerin %10 kadarı sürekli bu tür kötü muameleye maruz kalıyor. Çoğunlukla bu kötü muamele giderek artar, önceleri sözlü hakaretlerle başlar ve giderek fiziksel şiddete yönelir. 1981'den beri her yıl bildirilen olgularda bir artış söz konusudur, yılda yaklaşık böyle yüz bin vaka bildirilmiştir. Diğer bir deyişle yaşlılara kötü muamele sık görülen bir durumdur ancak bunun daha yeni yeni farkına varılmaktadır.

Kötü muameleye maruz kalma olasılığı en çok olan kimlerdir?
75 yaş veya üzerindekiler ve banyo yapma, giyinme ve yemek yeme gibi temel ihtiyaçlar için başkalarına bağımlı kişiler daha yüksek oranda kötü muameleyle karşılaşırlar. Başka biriyle yaşayan yaşlı kişiler arasında kötü muameleye uğrama oranı 3 kat daha fazladır. Erkekler daha sık kötü muameleye maruz kalsalar da kadınlar daha fazla fiziksel zarar görürler. Kötü muameleye tüm sosyal ve etnik gruplarda rastlanır.

Kötü muamele edenler kimlerdir?
Vakaların yarısına yakınında kurbanların çocukları veya diğer genç akrabalarıdır. Yaklaşık %40'ında ise kurbanın eşi kötü muameleyi yapandır. Fail yaşlıların bakım gördüğü çeşitli kurumlardaki bakıcılar da olabilmektedir. Kötü muameleyi yapanlar stres ve aşırı yorulma sonucu bunu yapmış olabilirler. Ruhsal veya uyuşturucuya bağlı sorunları olabilir. Bazıları da çocukken kendileri kötü muameleye maruz kalmış olabilir.

Ne yapılabilir?
Kötü muameleyle karşılaşırsanız öncelikle bunun normal bir davranış olmadığını ayırt etmelisiniz. Herhangi bir kişiye bağımlı olmanız, o kişiye size kötü muamele etme hakkı vermez. Polisi arayın ya da durumu değerlendirmek için geçici bir süreyle hemşire isteyin. Bölgesel yaşlı merkezleri, doktorlar ve sosyal yardım görevlileri de size yardımcı olabilir. Unutmayın ki birisinden yardım görebilmek için öncelikle yardım istemiş olmanız gerekir. Kötü muamele eden kişiyle bu sorunu tartışmak genellikle sorunun çözümüne yardımcı olmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder